Olayı bir çırpıda aydınlatacak anahtar soru çoğu zaman “havaya atılmış yumruk” gibi kalır.
Cevabı gelmez.
Hatırlayacaksınız.
15 Temmuz darbe girişimini aydınlatacak anahtar bir soru vardı. Gazeteciler, aydınlar, milletvekilleri, muhalefet parti sözcüleri, F-16’ların ve tankların ateşi sonunda oğullarını, eşlerini şehit vermiş anneler haftalarca şu soruları sormuştu.
Adil Öksüz’ü kim kaçırdı?
Adil Öksüz MİT ajanı mı?
Ajan değilse nasıl kaçtı?
Devlet niye onu bulamıyor?
Darbe girişimden önceydi.
1 savcı iddianame yazdı.
Darbe hazırlığını işaret etti.
“Adil Öksüz, FETÖ imamı” dedi. Yani darbe biliniyordu. Bile bile mi önlenmedi?
* * *
İşte bu önemli sorular unutuldu, gitti. Günler biter “anahtar soru” üretme ihtiyacı duyulan gizli kapaklı hileli hurdalı olaylar bitmez. Geçen gün bir milletvekili Meclis kürsüsünden; “Cumhurbaşkanı’nın emekli öğretmen eniştesi 1 milyon 250 bin doları nasıl kazandı da MAN Adası’na gönderen işadamı haline geldi?” diyen soru sordu.
Yerinde bir soruydu.
Hemen umutlandım.
İşte cevabı öğreneceğiz.
Olay aydınlanacak diye düşündüm çünkü Meclis’te iktidar partisinin sözcüsü de bu soruya cevap vermek için söz aldı, konuşmaya başladı.