Yaratıcılığı çıkar, geriye dilencilik ve beleşçilik kalır. Oylar istedikleri gibi çıksın diye bin bir destek, cebe para koyma, ucuz kredi, torun için anneanneye çıkma yapma, ucuz fonlama; avantacılık, dilencilik ve beleşçilik öne geçti. Ekonominin kansızlığı giderilemedi. Yeterli kan yoksa damar ne yapsın! Taşıma kanla damar dolmuyor. 15 yılın güzel, rahat günleri boş boş övünmeye harcandı. Ekonomi çok kötü yönetildi. Sıcak para ve turistten gelen döviz durunca bankaların sunduğu kredi ekonominin gövdesine yetmez oldu ve kansızlık vücudu artık taşımaz oldu.
Kansızlık fiyatları vurdu.
Enflasyon çift hane oldu.
Kansızlık alışverişi vurdu.
Durgunluk deldi geçti.
Kansızlık üretimi vurdu.
Fabrikalar kapanıyor.
Kansızlık işi olanları vurdu.
İşsizlik alev oldu.
Kansızlık geldi işte en somut olarak yeni yapılmış pırlanta köprüyü de vurdu. Hatırlayacaksınız bu köşede yazmıştık. Yapılmış yapılmıştır. Hayırlı olsun demiştik. Sadece niçin dış borçla ve bu kadar pahalı yapılıyor diye eleştirmiştik. Bu kadar pahalı köprü yaparsanız “ekonominin kanı çekildiğinde yani kriz geldiğinde” bu köprü “Deli Dumrul Köprüsü” olur, geçenden çok geçmeyenden para alınır diye uyarmıştık.
Bütün bağımsız kalemler.
“Model Deli Dumrul” demişti.
Ağrılı, Yozgatlı, Çorumlu!
Bu köprüden geçmiyor.
Ama geçmiş gibi para ödüyor.
* * *
Osman Gazi Köprüsü, dış borçla yapıldı. Benzerleriyle kıyaslandığında dünyanın en pahalı köprüsü oldu. Günlük 40 bin araç geçiş garantisi verildi. Ocak ayında köprüden sadece 12 bin araç geçti. Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, Karayolları Genel Müdürlüğü'nden “geçen araç bilgilerini” aldı. Deli Dumrul faturasını çıkardı: Osman Gazi Köprüsü'nü belki hayatında hiç görmeyecek olan vatandaşlar da dahil halk, 2017 yılının ilk 50 günü için köprüye cebinden 225 milyon TL ödedi.
Başbakan övünüyordu.
Finansman modeli.
Biz bulduk diyordu.
Sonuçta ne oldu:
Dış bankalar kazandı.
Müteahhitler kazandı.
Komisyoncular kazandı.
Türkiye'nin geleceği soyuldu.
Siz de övündünüz.
Fakat!
Parayı geçmeyen ödüyor.
Bu ne “kansızlık” diyeceğim!