Dünya malında gözü olmayan, namuslu, çalışkan, saygın insanları
anlatırken içinde “kefen parası” geçen şu cümleler
yazılırdı: Öldüğünde yelek cebinden kefen parası çıktı. Bütün
serveti buydu. O günlerde Türkiye, “Ya İstiklal Ya
Ölüm” diye başladığı Kurtuluş Savaşı’ndan yeni çıkmıştı.
Kefen bezi bile üretemiyordu.
Çalışkan olmalıydık.
Güveni yüksek.
Ve ileri bir ülke.
“Yurtta sulh- dünyada sulh” diyebilmek için
her alanda tam bağımsız, kendi üretimi kendine yeten olmaya
mahkumduk.
Kefen bezi ürettik.
Gömleklik, perdelik.
Döşemelik kumaş.
Bugün belediyeler, muhtaç durumda olanlara bedava kefen bezi
veriyorlar. Böylece “kefen parası” deyimi tarihin
sayfalarında gömüldü, unutuldu. 100 yıl sonra bugün yeniden
hortladı. Üç gündür gazete manşetlerinde; “Kefen parasına
muhtaç kaldık” haberleri çıkıyor.
★★★