Devlet dairesinde vatandaş, “Fazla konuşma” diye tehdit edildi
ve şu sözlerle azarlandı: Ben güçlüyüm ezerim. Benim olduğum yerde
hukuk biter. Hak biter. Yasaların gücü kalmaz. Devlet biter.
Devletin bittiği yerde ben başlarım.
Vatandaş kapı dışarı edildi.
Bu vatandaş ne yapmalı?
Başını taşa vurmalı.
Ağzını hiç açmamalı.
Cumhurbaşkanına gitmeli.
Ombudsmana başvurmalı.
10 bin kişi ile anket yapın; “kime gidersin” diye sorun. 9 bin 900
kişisi “Cumhurbaşkanı'na giderim” şıkkını söyleyecektir.
Hukuk devleti olsaydık.
“d şıkkı” seçilirdi.
Neden hukuk üstün değil?
Neden gücü elinde toplayan kurtarıcı? Buraya nasıl geldik? Eskiden
de buradaydık diyebilirsiniz. Kabul ederim. Peki; bu toplum son 15
yılda; “Kurtar bizi Baba” ya da “Kurtar bizi Ağa” veya “Kurtar bizi
Reis” diye düşünmekten “Kurtar bizi hukukun üstünlüğü” anlayışına
neden gelmedi, gelemedi?
Yalanla-dolanla uyutuldu.
* * *
Yönetimin, çok ağır, zalim, hukuksuz, haksız baskısı altında
ezilen yurttaşın gideceği bir yer olmalı diye düşünüldü.
Ombudsmanlık kurumu buradan çıktı. Çok geç olsa bile ülkemizde de
kuruldu. Adına Kamu Denetçiliği Kurumu denildi.
Kanunu çıkarıldı.
Başkanı seçildi.
Kadrosu, binası var.
Vatandaş “yönetenler (yani devleti ele geçirmişler) hukuka uymadı,
beni ezdi” deyip Kamu Denetçiliği Kurumu'na başvurduğunda bu kurum
harekete geçiyor.
2012'den beri var.
Tam 5 yıl oldu.
Fakat kimsenin haberi yok.
Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı Şeref Malkoç, “10 bin kişi üzerinde
bir araştırma yaptırdık. Ombudsmanlık ya da Kamu Denetçiliği
Kurumu'nu duydunuz mu diye sordurduk, “duydum” diyenlerin oranı
yüzde 25'de kalıyor. “Bu kurum ne iş yapar?” diye sorulduğunda 100
kişiden ancak 10'u cevap verebiliyor” diyor.
* * *