Üniversite suskun. Diplomatlar sessiz. Aydınlar kendi
önceliklerinin baskısı altında. Sivil toplum kafes içinde. Halk,
her zaman olduğu gibi geçim derdinde. Muhalefetin sesi de
duyulmuyor. Bu toz duman içinde; NATO üyesi Türkiye, bizzat
NATO'nun kendisi demek olan ABD tarafından, açıkça, belirgin
biçimde, göstere göstere dışlanıyor. Suçlanıyor.
Sıkıştırılıyor.
Geriliyor!
Geriliyor!
Koptu!
Kopacak!
ABD, Türkiye'nin “terörist ilan ettiği” PYD'nin yanında. Silah
vermeye devam edeceğiz demekte. ABD, “Irak'a IŞİD'i süpürmek
için giden Türk Ordusu'nu işgalci diye suçlayanların da arkasında.
Ortadoğu'da petrol ve doğalgaz yeniden paylaşılıp, haritalar
yeniden yapılarak Türkiye'nin payına da “bölünüp küçülmesi
kurgusu” düşerken; dost bildiği NATO ve NATO demek olan ABD,
Türkiye'nin yanında değil.
Elinden geleni.
Ardına koma.
Bildiğini yap.
Demeye getiriyor.
Öte yandan ilginç bir tablo yaşanıyor. Sanki iki küresel güç
gizlice anlaştılar.