Bunun 2 açıklaması olmalı. 1- General korkutuldu, korkutmaya
gitti. 2- General, sustu, susarak cevap verdi.
Helikoptere bin.
Gül’ün bahçesine in.
Sakın ha!
Reis’e karşı gelmeyesin.
Partiyi bölmeyesin.
Yıkılıyor demokrasi. Yıkılıyor özgür irade. Yıkılıyor balon olmuş
sivil bilinç kabarması. Yıkılıyor asker kışlasında kalsın, siyasete
karışmasın ilkesi. Yıkılıyor, “Türkiye’de darbeyle sivil
korkutma geleneği bitti” cümlesi.
Yıkılıyor temiz vicdanlar.
Aklanıyor kirli hatıralar:
27 Mayıs darbesi.
12 Mart darbesi.
12 Eylül darbesi.
28 Şubat ittirmesi.
Bunların hepsi tarihte generallerin sivil siyasetçileri korkutup
“iktidardan indirmesi” ve tank yürüterek gözdağı
verip “siyasetten ittirmesi” ile
sonuçlanmıştı.
Bitti diye inanmıştık.
Tarihe gömdük; “Askerin sivil seçilmişi korkutma geleneği
Türkiye’de de son buldu artık, seçimle gelenler seçimle
gidecek” demiştik.
Umutlanmıştık!
* * *
Ne yaptın General!
Darbeciliği güncelledin.
Niçin yaptın general?
Bindin helikoptere. Aldın Saray’ın sözcüsü ve sazcısını yanına ve
koydun Saray’ın tembih, telkin ve tekdirini (azarlama) aklına,
indin Gül’ün villasının bahçesine.
Bunu yaptın mı general?
Yaptım demiyorsun.
Yapmadım da…
Susarak cevap vermiş oluyor; zaten bunu yazan iki-üç gazete ile
iki-üç gazeteci kaldı, yazar, yazar, konuşur, konuşur onlar da
bıkarlar diye düşünüyorsun.
Öyle olsa bile!
Bu tutarsızlığı!
Nereye sığdırıyorsun?