Yağmur yağacak.
Evden çıkmayayım.
Kaza olur.
Trene binmeyeyim.
Deprem olur.
Çadırda yaşayayım.
Kuşlar yer.
Darı ekmeyeyim.
Babam beni döver.
Dediğinden çıkmayayım.
“Elindekini kaybedersin” korkusunu yaydılar. Korkutarak seçme,
değiştirme, alternatifi deneme özgürlüğünü yok etmeye çalıştılar.
Bunu nefret diliyle ve karalama ile yaptılar. Dün Tarım Bakanı,
tatlı bir söz işitmeye gelmiş seçmenlere “Bu adilere sandıkta
gereken cevabı verecek misiniz?” dedi.
Duyanlar buz gibi oldu.
Düzey buraya indi.
Alçak.
Vatan haini.
Terörist.
Adi.
Hesap vereceksin.
Hapse koyacağım.
Hapiste gün sayacaksın.
“Seçilse bile belediye başkanı yaptırmayacağım” bile dediler.
★★★
Ben yazmayı aklımdan geçirmiş, bugüne
bırakmıştım. Akif Beki dün yazdı:
“Korkutma” kazansaydı Turgut Özal’ın oyları yüzde 21’e inmezdi.
1989 yılıydı.
Yerel seçim vardı.
Özal, Başbakan’dı.
Muktedirdi.
Bütün güçler elindeydi.
Devlet onun yanındaydı.
Sandalyeye oturtulmuş ve elleri ile kolları
kalın siyah urgan ipiyle dolana dolana bağlanmış bir adam fotoğrafı
üzerinde “Böyle bir belediye başkanı ister
misiniz?” yazan seçim afişi yayınladı. Yanlış
yaparsanız 5 tane Özal gelse bile sizi kurtaramaz diyen demeçler
verdi.
Tehdit zirve yapmıştı
Seçseniz bile çalıştırmam!
Özal, seçmeni korkutuyordu.
Türkiye buz gibi oldu.
Genel seçimlerde yüzde 37 oy almış Turgut Özal’ın partisi
işte bu yerel seçimlerde yüzde 21’e indi. Akif Beki,
yazısında diyor ki; “Seçmeni gözdağı ile yıldırma, rakiplerini
itibarsızlaştırma saldırılarıyla yıpratma kampanyası Özal’a fena
kaybettirdi…”
Hem de çok fena!
Özal, başbakanlıktan Cumhurbaşkanlığı’na geçti ama “seçmeni tehdit
eden” bu ilandan sonra kendisi ve partisinin oyları hep geri
gitti.
★★★
Ders alınsaydı.
Tarih tekerrür etmezdi.
Tehdit etmek, korkutmak, hakaret, kara çalma üzerine “seçim
propagandası” bina edenler, Turgut Özal’ın en kudretli günlerinde
yaşadığını tadabilirler.
İktidar cephesi:
Korkutma dilini seçti.
Yanlış yapma korkusu. Ülkeyi ateşe atma korkusu. Kazandıklarını
yitirme korkusu. Başaramamak korkusu. Haksız duruma düşme korkusu.
Halkı 3 yaşında çocuk durumuna düşürdüler, korkularından yakalayıp
oy artırmayı hesapladılar. Eşi görülmemiş bir karalama kampanyası
yaşadık.
Hesap tutmadı.
Muhalefet cephesi:
Sevgi dilini seçti.
Sevgi korkuyu yener!
KALEMİN GÖR DEDİĞİ