Allah korkusu var. Çok dürüsttür. Kul hakkı yemez. Yedirmez. Kayırma yapmaz. Haksızlığa göz yummaz. Kendini düşünmez. Millet için çalışır. Devlet bütçesinden yakınlarına, tanıdıklarına büyük paraların aktarılmasına izin vermez. Çok dürüsttür. 15 yıl milletvekilliği yaptı. 7 yıl Meclis Başkanlığı yaptı. 6 yıl Başbakan Yardımcılığı yaptı. Rahmetli Necmettin Erbakan’ dan bu yana 40 yıllık dava adamıdır. Abimizdir. Buz kırıcı, yol açıcı, yol göstericidir. Bülent Arınç’ ı böylesine övgü yüklü cümlelerle göklere çıkardılar.
Şimdi!
Yerden yere vuruyorlar.
“O zat” oldu.
“Cübbeli Bülo” dediler.
Manisalı Lawrance.
Dürüst hareket etmiyor.
Yaptığı apaçık ihanet!
Daha neler neler diyecekler.
Niçin?
Bilineni söylediği için.
Bülent Arınç da üstüne gelmekte olan “bu çirkef-çamur bulutuna” gözdağı vermiş. Ben “eski çınarım” demiş.
Yıkmaya çalıştığınız çınarın gölgesinde, güneş görmemiş daha birçok hakikat gölgeleniyor. Söylediğim her sözün arkasındayım.
* * *
Çok güzel!
Küçük bir rica.
Eski çınar Bülent Arınç, “güneş görmüş, fezlekelere girmiş, tapeler, kasetlere geçmiş, toplumun belleğine kazınmış” şu tablolara nasıl gelindiğini açıklasın:
TABLO: 1
Oğul Güler: 6 buçukta geldiler.
Baba Güler: Ne var oğlum evinde?
Oğul Güler: Bir şey yok baba.
Baba Güler: Para ne var?
Oğul Güler: Üç beş kuruş.
Baba Güler: Kaç para?
Oğul Güler: Sen biliyorsun.
Baba Güler: Kaç lira oğlum.
Oğul Güler: 1 trilyon civarı.
Baba Güler: El koydular mı paraya?
Oğul Güler: Yok. Arama yapıyorlar.
Baba Güler: Seni, şimdi anladığım kadarıyla Reza Zarrab’la bir rüşvet ilişkisinden bahsediyorlar. Diyeceksin ki bir danışmanlık işim var. Gayr-ı resmi yapıyorum.