Söylenmedik laf, yazılmadık söz kalmadı. Ben de bu köşede çok yazdım, anlattım. Muhtemelen ilk yazan birkaç yazardan biri de ben oldum. Ağrıma gidiyor. Bugün bir kez daha yazacağım. İyi iktisatçı olan bir dostum bana “kebap örneği” vererek anlattı. Ben lahmacun örneği üzerinden yazacağım: Lokantaya gittin. Menüde lahmacunun fiyatı 10 TL yazıyor. Ismarladın. Yedin. Hesap istedin.
Hesap geldi:
Lahmacun: 10 TL.
İçindeki et: 5 TL.
Hamuru: 2 TL.
Maydanoz: 1 TL.
Dilim limon: 2 TL.
Pişirme: 2 TL.
Toplam: 22 TL.
Kardeşim, menüde lahmacun 10 TL yazıyor. Sen 22 TL hesap getirdin. Ben keriz miyim? Lokantacı, “yersen beyefendi bizde böyle…” dedi.
Büyük bela çıkar.
Gece karakolda biter.
* * *
Aynısını yaptılar.
Meclis'te iktidar milletvekilleri, bütün gece yarı uykulu yarı uyanık halde sabaha karşı saat 6.32'de parmaklarını kaldırdılar. Damat Bakan'ın kurgulanmış robotu gibiydiler. Kanun çıkardılar.
Elektriğe para.
Kayıp-kaçağa da para.
Sayaç okumaya da para
Satış hizmetine de para.
Elektrik iletim teline de para.
Dağıtım için de para.
Aynı!
Lahmacuna para.
İçindeki ete de para.
Kilovat saatine para.
Kayıp kaçağa da para.