Ben bu konuyu unutup gitmiştim. Avukatımız Ceren
Yakışır, aradı “Man Adası Dolarları Gerçek Çıktı” yazınıza
savcı “takipsizlik kararı verdi” dedi. Savcı
görüşünü şöyle yazmış: “Şikayete konu yazı içeriğinde doğrudan
hakaret niteliğinde söz ve bu anlama gelebilecek yorum bulunmadığı…
Takibata gerek olmadığı…”
Yani bu kez sıyırdım.
Yeni bir dava yok.
Cumhuriyet Savcısı Adnan Özcan, “düşünce özgürlüğü kapsamında
eleştiri ve düşüncelerini yazmış” diyerek adaletin, mahkemelerin,
hakimlerin, avukatların, mahkeme katipleri ile mübaşirlerin zaman
ziyan etmelerini önlemiş oldu.
Yaşasın adalet! * * * “Giden dolarlar yok. Gelen
dolarlar var. Memlekete döviz gelmiş. Yani dolarlar gerçek.
Dekontlar ise hakiki. Alıcılar ise hayattalar. Man Adası’ndaki
şirketin Halk Bankası Galata Şubesi hesabından 15 milyon dolar,
enişte, dünür, kardeş, oğulun Türkiye’deki banka hesaplarına
gönderilmiş. Bu aile boyu 15 milyon dolar yurtdışında nasıl
kazanıldı? Bu kazancın vergisi ödendi mi? Ödendiyse nerede ödendi?
Enişte, dünür, kardeş ve oğul Man Adası’nda şirketi hangi ticari
amaç gözeterek kurdular? 15 milyon doların kazanılması sırasında
bir “kara para aklama” girişimi oldu mu? Vergi kaçırma teşebbüsü
yaşandı mı? Bu para nasıl kazanıldı? Vergisi ödendi mi? Ödenmeyip
vergi muafiyetlerinden, vergi aflarından faydalanma mı oldu? Maliye
Bakanı, vergi müfettişlerini harekete geçirip, topluma “15
milyon doların nasıl kazanıldığını, vergisinin verilip
verilmediğini” açıklamaya mecbur bir noktaya geldi.
İnşallah açıklayacak!…” diye uzayıp giden yazıma Cumhurbaşkanı’nın
avukatı Ahmet Özel, “bu yazıda hakaret var…” diyerek
savcılığa baş vurmuştu.
Görüyorsunuz.
Yazıda hakaret yok.
Sadece “15 milyon doların Türkiye’ye geldiği gerçek. Bu para nasıl,
nerede kazanıldı?” sorusu var. * * * Bir yılı
dolacak.
Soruya cevap yok.
Bir yıl içinde Türk l...