Önce bir çağrı yapayım.
Sayın müftülerimiz!
Söylediğiniz çok.
Gizlediğiniz az olsun.
Gerçeğin tamamını söyleyin.
Mısırlı Muhammed
Abduh, Afganistanlı Cemaleddin
Afgani ve onların öğrencisi olmuş Türk
Şair Mehmet Akif'in “dini bir
karanlıklar yığını ve cehalet bataklığı olmaya çekenlerden
kurtarmak için ictihad kapısını açmalı, din anlayışını ve
yorumlarını güncellemeli” diye 100 yıl önce nasıl çırpındıklarını
fakat niçin başarılı olamadıklarını da anlatın da aydınlanalım.
Mehmet Akif'in ülkesinde din adamları, kadının iş hayatına
girmesinden ve asansörde görünür hale gelmesinden korkar oldular,
neden?
Sayın müftülerimiz!
Meczupluğu kurutun!
* * *
Reis, müftüleri de Saray'da topladı. Dedi ki; “Hocalarımızın (müftülerimizin) vebali büyük. Meydanı meczuplara, neo-haşhaşilere boş bırakmasınlar. Hem dinimize yönelik saldırı ve hem İslam ve Müslümanlara ilginin arttığı bir dönemde hocalarımızın irşat vazifelerini (doğru yolu gösterme- gafletten uyandırma- Allah'a yakınlaşmak için aydınlatma) ifa ederken ve İslam'ı anlatırken çok daha dikkatli olmaları gerekiyor”