Her gün sabah saat altıda uyanır. Spor yapar. Sportmendir.
Karate bilir. Kavgaya tutuşmak zorunda kalırsa iki kişiyi, üç
kişiyi yere serebilir. Karıncayı incitmez. Çok kibardır. İncedir.
Duyguludur. Çocukları sever. Torunu var. Çok çalışır, çok az yemek
yer. Ağzına damla içki koymaz. Kelimenin tam anlamıyla namuslu,
dürüst, laik, Atatürkçü, sosyal sorumluluk alan, yerine getiren,
bizim ülkemizin şehirlerinin de Almanya, İtalya, Fransa, Norveç ve
Finlandiya şehirleri gibi “havayla-suyla-ağaçla-
ormanla-gölle-göletle-doğayla barışık yükselmesinin ve ağaçla
insanın bir arada yaşamasının” mücadelesini verir. Şehir rantından,
imar hırsızlığından edinilen serveti ayıp, günah, çirkin, kirli
sayar. Namussuzca bulur. Şehir rantı hortumcularına savaş ilan
etmiş bir yiğit cengaverdir. Kendisi CHP’lidir; “kol kırılır yen
içinde kalır, namussuzdur ama bizimdir, bizim hırsızımız iyidir”
demez. Asla böyle düşünmez. Düşünenleri kınar. Kendi partisinin
lekeli olmayan ve siyaseti avantacılık mesleği yapmayan kadrolara
kavuşması için çırpınır da çırpınır. Parti ayırt etmez. Partisinin
belediye başkanları ile belediye bürokratları da şehir rantı
soygunculuğuna giriştiklerinde onları da savcılığa şikayet eder,
mahkemelerde hesap vermeleri için uğraşır, didinir, gazetecilere
haber ulaştırır, mimar, mühendis, şehir plancı odalarına ihbarlar
yağdırır.
Umudunu yitirmez, yağdırır.
Adalet takipçisidir.
Hukukun üstünlüğüne inanır.
Türkiye’yi çok sever.