Dikiş tutturamaz gider. Ona yol göründü. Adaletin
değirmenini hızlandıracak gelişmeler oldu. Yola birlikte çıktıkları
avukatı sırdaşıydı. Sırdaş ve yoldaşı avukat, savcıya gitti.
Vergi kaçırdı.
Dolandırıcıdır.
Çok seksi görüntü veren porno yıldızı ve kapak kızı playboy güzeli
ile sarmaş dolaş olmuş, el atma pozisyonları var, bu
pozisyonları Amerikan halkına anlatıp söylemesinler diye iki
kıza da yüklü paralar verdi.
Kirli çamaşırlar döküldü!
Trump gidiyor.
Orada kuvvetler ayrımı çalışır ve adalet bağımsız işler
diyorlar. Biz papaz meselesinde çakıldık. Oysa sorun söylendiği
gibi “papaz meselesi” değil. Yakından izleyenler “Türkiye ile ABD
arasında başlayan kopuşun” sıralamasını şöyle
yapıyorlar.
Çuval krizi.
Korumaları tutuklama.
Vize krizi.
Menbiç’te yol ayrımı.
Fetullah’ı darbeci yapma.
Sonra da onu sahiplenme.
F-35’lere el koyma.
S-400’ü Rusya’dan alma.
Astana krizi.
PYD’ye silah yağdırma.
Kudüs’ü başkent yapma.
Sınırımıza kuvvet yığma.
Hakan Atilla krizi.
Halkbank krizi.
En son papaz krizi.
Ve onun devamı var.
Türk mallarına duvar çekme. * * * Görüyorsunuz!
Papaza ve Türk çeliğine duvar örmeye gelinceye kadar ilişikler
gerilmiş, gerilmiş, gerilmiş; her seferinde kopma noktasına gelmiş.
Her seferinde “yeniden kurtuluş savaşı” denilmiş.
Sırasıdır.
Sormak gerekli:
Bu çuval kriziyle başlayıp çeliğe duvar örmeye kadar gelen
sıralananlar “ABD ile yürütülen ilişkilerin kötü yönetilmesi midir”
yoksa “başarısız diplomasiyi gizlemek için biz ABD
emperyalizmine karşı ikinci kurtuluş savaşı veriyoruz” algısı
yaratarak halkı uyutmak mıdır?
Trump kimdi?
Dünyayı ateşe vermeye mi geldi? Onun destekçisi ABD’nin derin
güçleri Trump’ı kullanarak ne planladılar? ABD, İran’a yaptığının
çok benzerini şimdi Türkiye’ye uygulamaya başladı. Avrupa Birliği
ve Çin ile de “ticaret savaşı” başlattı. ABD, tek taraflı
koru...