Camilerin duvarları birbirinden ayrı dururlar. Aynı kubbeyi
taşırlar. Evlerimizin duvarları da birbirinden ayrı dikilidir. Aynı
çatıyı taşırlar. 7 Haziran seçim sandığında seçmen, “kubbe
çöküyor, çatı perişan” diye duvarları uyardı.
3 duvar bir olun.
Kubbeyi kollayın.
Çatıyı kurtarın.
Altında biz eziliyoruz.
Ülke perişan.
Duvar sağırlığı sindi.
Duvar gibi dinlediler.
Kubbeyi çökertene koştular.
* * *
HDP’den Celal Doğan da halkın seçim sandığında; “kubbeyi
çökerten ve çatıyı uçuran” olarak gördüğü Tayyip
Erdoğan’la BBG evine dönüşen kaçak Sarayı’nda buluştu.
Celal Doğan’a bak!
Eskiden görüşürdük.
Yine görüştük.
Ne var bunda yapıyor!
Eskiden görüştüğünü niçin 45 günlük seçim günlerinde halktan
gizledin? O günlerde Celal Doğan, Tayyip Erdoğan ile sık görüşen,
içtiği su ayrı gitmeyen, boğazından lokma geçmeyen bir siyasetçidir
bilgisini seçmene aktarsaydı yeni partisi HDP, acaba yüzde 8’i
geçer miydi?
* * *
Daha önce de Deniz Baykal koşmuştu. Adı açıklanmıyor, içeriği
gözden kaçırılıyor ama Deniz Baykal’a aynı günde ya da aynı günün
gecesinde MHP’nin lider kadrosundan bir önde gelen de görüşme
trafiğinde yer almıştı.
Ne görüşüyorlar?
Ne dinliyorlar?
Ne anlatıyorlar?