Şimdilik telefon üzerinden, motorlu taşıt üzerinden, kolalı
gazoz üzerinden, at yarışı, şans oyunu, gelir ve kira üzerinden
artırılan vergiler de yetmeyecek, arkası gelecektir. Çünkü
gizlenen, örtülen, saklanan çok ciddi yönetim krizi var. Yönetim
krizi ekonomik çöküntü doğurdu, ekonomideki derin kriz ise “uydurma
ve yalan büyüme rakamları” ile kapatılıyor.
Delik büyük.
Yama küçük.
Harcama yüksek.
Delik yama tutmuyor.
Görüyorsunuz; Orta Vadeli Program’dan büyük vergi kazığı çıktı.
Artan vergiler “Reis’e saray yaptırma düzeninin” yarattığı
kaçınılmaz sonuçtur. Reis’in yarattığı “Tek adamlı ekonomik
düzenin” eli mahkum; Reis’i sarayda oturtur, memurunun
maaşına ancak sadaka düzeyinde (yüzde 4 artı 3.5) artış
yapar ve halka da yüzde 40 oranında vergi bindirir.
Bir işçi:
Günde 8 saat çalışır.
Ayda 1.446 TL ücret alır.
Bir Bakan danışmanı:
Günde 24 saat boş oturur.
Ayda 15. 562 TL götürür.
O, 15. 562 TL halktan toplanan vergidir. Sadece bu kıyaslamalı
tablo bize; “Reis’e saray! Halka vergi! düzeninin” sürekli
delik büyüttüğünün ve “bütçe açığının durdurulamayacağının”
ispatıdır.
* * *
Artırılan vergilerden elde edilen devlet geliri ile Türkiye
kendi savaş uçağını kendi yapacak, kendi füzesini kendi
üretecek, tankların hayati parçalarını kendisi imal
edecek, kendi köprüsünü ve Boğaz’dan tüp geçişini, kendi
şehir hastanelerini kendi yapacak duruma gelmeyecek. Gelebilseydi
15 yıl boş boş konuşmayla geçmezdi.
Hep arttı vergiler.
Sürekli artacak vergiler.
Çünkü bütçe açığındaki artış durdurulamıyor, artarak büyüyor. Bütçe
açığındaki artış da devlet hazinesinin finansman ihtiyacını (yeni
para bulmak) artırıyor. Sonuçta: Hazine iç borçlanma gereği
çıldırırcasına yükseliyor. Böylece “faizlerin aşağıya çekilmesi”
olanağı kalkıyor. Yüksek faizli, yüksek vergili, bol saray
harcamalı ekonomik kriz de derinleşiyor. Maliye Bakanı, bu yılın
bütçe açığının 60 milyar TL’ye çıkacağını söyledi. Yani yaklaşık
yüzde 10 bütçe açığı ile bu yılı kapatmaya çalışıyorlar.
Harcamayı kısmıyor.
Vergi köklüyor.
Bencil zihniyet.
Çapsız yönetim.