AKP Milletvekili Abdurrahim Boynukalın, “Bizim hatamız zamanında
bunlara dayak atmamış olmamız… Ahmet Hakan korkaktır, çok korkak.
Evine gidecektim ben Nişantaşı’na… Hatta kendim bekleyecektim
evinin önünde…” diye kükremişti de Ahmet Hakan da; “Çay
içmişliğimiz var, doğru. Evimi de biliyorsun, doğru… Yav gel hele
gel… İtini kopuğunu al da gel….” diyen meydan okuyucu bir yazı
yazmıştı.
Çok geçmedi.
Bir bekliyordu.
Dört Boynukalın geldi.
Üçü iktidar partisi AKP’nin kayıtlı üyesi çıktı. Ne demekse;
“ihbarlı olarak partiden ihraç(!)“ edildiler. Başta Hürriyet, bütün
basın Nasrettin Hoca’nın türkü söyleyerek kayıp eşek araması gibi,
“Bu göstermelik ihraçlara çok sevinip” olayın önemini halkın
gözünden kaçırıyorlar.
Kendimizi aldatmayalım.
Bu olayın Hürriyet Gazetesi ile Ahmet Hakan’ın polemik yazılarıyla,
basını korkutup susturmakla ve “Basın patronuna balans ayarı vermek
kurnazlığıyla” dolaylı ilgisi var.
Bunun asıl adı:
Sokağa dökmek.
Bunun asıl adı:
Kaba kuvvet.
Bunun asıl adı:
Tedhişle sindirmek.
Bunun asıl adı:
Sokak terörü.
Bunun asıl adı:
Kaba güçle iktidar.
* * *
İtalya’da Mussolini, Almanya’da Hitler, iktidara gelmek için “Sokak terörü ile kaba kuvvet” uygulamıştı. Bizim ülkemizde şimdi “İktidarda kalmak için kaba kuvvetle gazeteci kaburgası kırmak işbaşı yapmış” bulunuyor.