Ankara acı bir gün yaşadı. Ülkemiz, insanlarımız, gençlerimiz
yıkıma çekiliyor. Kim patlattı, amacı neydi? Nefreti artırmayı mı
amaçlıyordu, seçimleri mi iptal ettirmek istiyordu, iktidar
partisine oy kazandırmak ya da kaybettirmeyi mi planlıyordu?
Yazacağım. Bugün dün bu köşede yer alan konuyu devam ettirmek
istiyorum.
Soru sorma hakkımız var.
Hakaret olmaması gerekir.
Zaten rüşvetten kaçılır kaderden kaçılmaz. Daimler Benz otobüs
üretir. Dünyaya satar. 22 ülkede 10 milyon Euro’dan fazla rüşvet
yedirmiş bolca otobüs satmıştı. 22 ülkeden biri de Türkiye olmuştu.
Ve Türkiye’de 7 devlet kurumunun önde gelenleri ile bir özel
şirketi “rüşvet torbasından” yemlenmişti. Dün bu köşede isim isim
ve yenilen rüşvetleri de rakam rakam yazmıştım. O yazıyı da bu
yazıyla birlikte okuyun.
Eksik-gedik kalmasın.
Soru tam yerine otursun.
* * *
Kısaca özetleyeyim.
Daimler’in rüşvet torbasından dağıttıklarını basına ve halka ilk
kez o zaman Konya Milletvekili olan hukukçu Atilla Kart duyurmuştu.
Meclis’te de “soru önergesi” vererek Başbakan, Adalet Bakanı,
İçişleri Bakanı’ndan “Rüşvet dosyasını gizlendiği yerden
çıkarmalarını” istemişti. Çünkü Alman Daimler Benz şirketi, onun
ABD’deki firması ve Türkiye’deki kolları “rüşvet dağıtarak bu
kirli, pis, aşağılık otobüs satışını yaptığını” kabul etmiş,
Amerikan adaletine 180 milyon Dolar ceza ödeyerek dosyayı
kapattırmıştı.