Fatih, batının geliştirdiği silah teknolojisini ellerinden aldı. Macar ustalara top döktürdü. Surları bu toplarla yıktı ve İstanbul’u kuşattı. Ekrem İmamoğlu, seçim propagandası gezisi sırasında camiye namaza gitti, Tayyip Erdoğan’dan daha uygun ses tonu ve Arapça harflerin hakkını vererek (tecvidli) Kur’an okudu. İstanbul’u aldı.
Geldik bugüne…
Kemal Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan’ın elindeki “benim başı örtülü bacım…” kozunu yaklaşan bu seçimlerde “riyakar bir taassupla kullanılacağını” sezdi. Türban savunuculuğunu Tayip Erdoğan’ın elinden alacak kanun teklifi verdi. Tayyip Erdoğan da ertesi gün “türbanı anayasaya değişmez madde olarak koyalım” diye özetleyebileceğim karşı hamleyi yaptı. Böylece bizim ülkemizde kadının türbanı (halkın bulduğu deyimiyle sıkma baş) üzerinden dinin siyasi istismarı zirveye çıktı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde kurulan masanın 6 ayağı var. 6 ayağın 5’i türban savunuyordu, CHP’yi de kendilerine benzettiler.
Politika sefildi!
İyice fakir oldu!
Oysa Mustafa Kemal devrimleri ile Türkiye 100 yıl önce “kadın...