Savaş sanayi “imtiyazlı üretimdir” ve
dünyanın her yerinde böyledir. Yerli ve milli tank üretimi kararı
alan devletler, gerekli ön araştırma geliştirme masrafını
şirkete öder. Bir ülkenin ordusuna tank yapmak için kurulmuş
şirketin zarar etme ihtimali sıfırdır. Çünkü maliyetinin üzerine
kârını koyar, tankı devlete satar.
Tank ile palet!
Et ile tırnak gibidir!
Tank, palet üzerinde gider. Sakarya’da devletin elinde hazır bir
palet fabrikası varken bizde yerli ve milli tank üretmek için ne
oldu?
İlginçtir:
BMC batmıştı, zorunlu olarak
devletin (TMSF’nin) elinde kalmıştı. Satışa çıkarıldı. BMC’yi özel
sektörden iktidar yanlısı Ethem Sancak’a satan devlet, aynı
zamanda “Altay Tankı” adında yerli ve
milli tank geliştirme eski projesini da hızlandırdı. Özel sektörden
Koç Holding Firması Otokar’a devletten 50 milyon dolar ödendi. Koç
Holding, 50 milyon doları aldı, tank projesini geliştirdi. Altay
Tankı yapma ihalesi, Koç alacak diye beklenirken Ethem Sancak’ın
BMC şirketine verildi.
★★★
Sonra şu oldu:
Sakarya’da devletin Tank Palet Fabrikası’nın işletme hakkı da Ethem
Sancak’ın Katar ortaklı BMC firmasına transfer edildi.
Neden böyle yapıldı?
Niçin böyle
yapıldı?
Hangi ölçüler gözetildi?
Bu sorulara cevap veren olmadı. Savunma sanayinde
milli şirket ROKETSAN var. Devlet şirketi.
Çok başarılı. ASELSAN var. O da devlet
şirketi. O da çok başarılı. TAI var. O
da devlet şirketi. O da çok başarılı.
TANK PALET var. O da devlet şirketi. O da çok
başarılı. Bu başarılı örneklere bakarak devlet, söz gelimi
“TANKSAN” adıyla bir yeni şirket modeli
geliştirebilirdi. Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası’nın teknolojik
bilgi birikimi ile eğitimli işçi emeği TANKSAN’ın içinde
eritilebilirdi. Devlet başarılı, verimli, muhtemelen daha düşük
maliyetle tank yapan bir sanayi savunma devine böylece sahip
olabilirdi.
Bunu yapmadı.
Devlet desteğiyle yeni bir özel savunma sanayi devi yaratmak için
Katarlı ortağı olan BMC’yi seçti.