Ramazan ayına girmek üzereydik. Türkiye Fırıncılar Federasyonu
Başkanı Halil İbrahim Balcı, pidenin fiyatını
açıkladı. Dedi ki; geçen ramazanda 300 gram ağırlığındaki pide 2
TL’ye satılıyordu, bu ramazanda pidenin gramajında 25 gramlık bir
düşme olacak ve yine 2 TL’ye satılacak.
Ramazana girdik.
Açıklandığı gibi oldu.
Halkın pidesi küçüldü.
Aynı günlerde gazetelerde Cumhurbaşkanlığı için “Yazlık
Saray yapıldığı” haberi yayınlandı. Cumhurbaşkanı,
Ankara’da 1200 odalı bir Saray yaptırmış; “saray
demesinler” diye yanına bir cami, bir de kütüphane ilave
ettirerek adını “Külliye” koymuştu. Yazlık Saray
ise tabiat harikası Okluk Koyu’nda “300 odalı”
olacak şekilde konduruluyordu. Gazetelerin yazdığına göre yazlık
saraya ulaşan yolları genişletmek için 40 bin çam ağacı kesiliyor,
Karadeniz kıyısındaki Şile’den Ege’nin Okluk Koyu’na ince ve kalite
kum taşınıyor ve gemilerden püskürtülerek “üç hilal
görünümünde” kumsal oluşturuluyordu.
Özetle!
Halkın pidesi küçülmüştü.
Şatafatlı saray büyüyordu. * * * Siyaset bu!
Çelişkiyi yakalar.
Kışlık ve yazlık saray yaptıran ve muhtarları davet edip, 2 traktör
lastiği büyüklüğünde yuvarlak sofralarda ramazan iftarı verirken
“çok odalı saray yaptırmayı” savunan
Tayyip Erdoğan’ın karşısındaki cumhurbaşkanı adayı
Muharrem Öğretmen, “şatafatı yıkacağım” sözü
veriyor.
Saray’ı yıkmayacak.
Sarayı eğitime verecek.
Şatafat kültürünü yıkacak.
Gözlemlerime göre bu seçimde “Güç ve Şatafat ile Adalet ve
Liyakat” yarışıyor.
Bir yanda güç.
Ve gücün ürünü şatafat.
Diğer yanda adalet.
Ve adaletin ürünü liyakat.
Siz katılır mısınız bilmem bu seçimler;
“adalet-ehliyet-liyakat” diyenlerle
“güç-şatafat- saray” diyenler arasında
geçiyo...