Gazeteci yazar arkadaşlar “şöyle iyi medya patronuydu,
böyle iyi amiral gemisi kaptanıydı” diye yazıp
döktürdüler. Giden ağam, gelen paşam yazıları oldu. Birinin de
kalkıp “Hürriyet kimin parasıyla satıldı?” diye
sorması ve yazması gerekir.
Yazılmazsa…
Sorulmazsa…
Eksik kalır.
Gazeteci gerçeği gizlemiş sayılır. Benim adım zaten “Hep
muhalif… Hep muhalif…”e çıktı. Soran ve yazan ben olayım:
Devletin Bankası Ziraat, Erdoğan Demirören’e 700
milyon dolar kredi (tam rakam 675 milyon dolar diyen de var) verdi.
Demirören de devlet bankasının dolarlarını Aydın
Doğan’a transfer etti.
Sükut ikrardan gelir.
Utangaç, terbiyeli aile kızları “bu oğlanla evlenmek
istiyor musun?” diye sorulduğunda susarlarsa;
“sükut ikrardan gelir” denir, kızın oğlanı kabul
ettiği sonucuna varılırdı.
Devletin bankası susuyor.
Susmak kabullenmektir.
Hürriyet, devlet parasıyla alındı.
Bu durumda; ekonomik faaliyet olarak Hürriyet özel bir elden, diğer
bir özel ele geçmiş olmuyor. Hürriyet, özelden devlete geçmiş
oluyor.
Şeker fabrikası özelleşiyor.
Hürriyet devletleşiyor. * * * Şeker fabrikası döviz kazandıran
üretimdir, Hürriyet döviz tüketen üretim. Üretimden ve ekonomiden
sorumlu Bakan Mehmet Şimşek, geçen hafta “döviz
açık pozisyonu olan 23 bin orta ve küçük ölçekli firmanın dövizle
borçlanmalarına yasak getirileceğini” açıkladı. Yani Bakan
ülkemizin girdiği darboğazı görüyor: Ekonominin geldiği hassas
nokta; döviz kazanmayanların döviz borcu altına girmelerini
kaldırmıyor. “Hürriyet Grubu’nun döviz üzerinden geliri, döviz
giderinin üstünde” olmadığına göre devletin bankası Ziraat,
Demirören’e 700 milyon dolar krediyi hangi “vatan-millet
aşkına” verdi?
Siyasi emir mi geldi?
Bu devletin bankası.
Halkın malı.
Sorgulama hakkımız va...