AYTEKIN’i tanırım, Tokat’ın Kol Köyü’ndendir, İstanbul’a yerleşmiş ama her yaz 20 gün tatile gider, döner. Havadan, sudan sohbet ediyoruz. Söz köy hayatına geldi. Bizim Kol Köyü, 20 yıldan önce de 160 nüfusluydu, şimdi de 160 nüfusu var, fakat şimdi köyün sebzesinin sefasını, meyvesinin lezzetini domuzlar ve ayılar çıkarıyor.
Ne iştir?
Anlattı.
160 nüfusun 145’i büyük şehirlere ve Avrupa’da Avusturya’ya göçtü. Köyde 15 nüfus kaldı, onlar da yaşlılar. Çalışamazlar. Devlet onlara yaşlılık- sahipsizlik maaşı veriyor. Göçenler tarlalarını, bağlarını, bahçelerini öylece bıraktılar. Kimseye de satmadılar. Yabancıya toprak satmayı bizim köylü kendine hiç yakıştıramıyor. İlk gidenler şimdi dede, nine oldu. Onların oğulları, kızları, torunlar yaz aylarında büyük bir özlemle köye dönüp 1-2 ay kalıyorlar. Kışın 15’e inen nüfus yazın yeniden 160’ı buluyor.
Torunlar mutlu.
Dedeler gururlu.