Muharrem öğretmen yoktan ince bir rüzgar yarattı, kendi rüzgarına rüzgar kattı, kendi Atatürkçü rüzgarıyla Meral Akşener’in muhafazakar rüzgarını, Temel Karamollaoğlu’nun Müslüman rüzgarını ve Selahattin Demirtaş’ın laik Kürtçü rüzgarını birleştirdi.
Birleşme öne geçti.
İlk oluyor.
1950 seçimlerini başlangıç sayarsak 68 yıllık Türkiye seçim tarihinde ilk kez; “Atatürkçü-Solcu çizgi ile Milliyetçi-Muhafazakar çizgi ve Doğucu- İslamcı çizgi bir ittifak içinde” bütünleşiyor.
Benzemezler bir oldu.
Zıtların birliği oluştu.
Erdoğan, hiç beklemiyordu.
Bahçeli, asla ummuyordu.
Muharrem öğretmenin “birleştirici rüzgarının” patlayışını aslında Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli hazırladılar. Çünkü kendileri enerjilerini “bölmek” üzerine kurdular ve biz “Cumhur İttifakıyız” diye ilk adımı onlar attılar; “Atatürkçü-Solcu, Milliyetçi- Muhafazakar- Doğucu-İslamcı damarın bir araya gelemeyeceğini” hesapladılar.
Hesapları şaştı.
Tez, anti tezini yarattı.
Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli, kendilerine karşı enerjiyi bizzat kendi varlıklarıyla yarattılar.
Ağacın kurdu kendi özünden.
Diyalektiğin kanunu böyle.
* * *
Silkele!
Muharrem öğretmen!
Düşecekler.
Sandıkla geldiler.
Sandıkla gidecekler.
Bu diyalektik rüzgar, Türkiye demokrasi tarihine altın harflerle geçecek.
Silkele Muharrem Hoca!
Silkele Meral Anne!
Silkele Temel Dede!
Silkele Selahattin Kardeş!
Silkele Perinçek Yoldaş!
Sakın!
Egoistlik yapmayın.
Sakın!
Bencilliğe sapmayın,
Sakın!
Küçük düşünmeyin.
Birlikte silkeleyin.
Sandıkla geldiler.
Sandıkla gönderin.
* * *
Böylece Ortadoğu coğrafyasında “demokrasiyi hakkıyla becermiş ilk İslam ülkesi” yine biz olacağız. Hakkıyla becerilmiş demokrasi ortamında Türki...