7 şiddetinde deprem olmadı. TIR bindirmedi. İş makinesi
kepçesini balyoz yapıp vurmadı. Tank gelip çarpmadı. Kartal’da
Yeşilyurt Apartmanı kendiliğinden çöktü. Göz göre göre, haber
vererek yıkıldı. Çökmeden önce duvarlarından, kolonlarından,
temellerinden “çökeceğim” sesleri
geliyordu.
21 kişi hayatını yitirdi.
Devletin büyükleri; Cumhurbaşkanı, eski Başbakan, yeni belediye
başkan adayı, Bakanlar çöken binanın içinden cansız çıkartılanların
cenaze namazına durdular ve onlar için “şahadet
makamına ulaştılar… Allah rahmet etsin
şehitlerimize…” dediler.
“İmar şehitlerimiz!”
Yıkılan apartmanın enkazı
altında can verenlerin yakınlarının acılarını paylaşırım. Bu
yazıyla amacım onları incitmek değil. Soruyu enkaz altında can
verenlerin yakınlarına sormuyorum. Cenazeye katılan
ve “imar şehitlerimiz” diye ölüm acısı
ticareti yapan devlet büyüklerine soruyorum.
Onları kim şehit etti? ★★★ Savaş çıkmadı. Düşman ordusu saldırmadı.
Düşman uzun menzilli füzeleri ile nokta atışı yapıp vurmadı.
Birliğe sızmış ajan gizlice zaman ayarlı patlayıcı koymadı.
Yeraltına gizlenmiş hain, aşağıdan ateş edip vurmadı. Çekmeköy’de
askeri helikopter, motorlarında sorun olup olmadığını bilmek için,
test uçuşu yapıyordu. Helikopter UH-1H tipiydi ve pek çok ülkenin
ordusu bu tip helikopteri artık kullanmıyordu.
Helikopter düştü.
Yüzbaşılar; Ümit Özerli, Semih Özcan, astsubaylar; İlyas Kaya ve
Yakup Aşar test uçuşunu yapıyorlardı. Düşen helikopter içinde
canlarını verdiler. Şehit 4 askerin annelerinin “oğlum
sen beni taşıyacaktın, ben seni taşıyorum” sözleri
tören alanında yankılandı. Aynı Çekmeköy’de yine aynı tip UH-1H
tipi askeri helikopter yine test uçuşu sırasında iki ay önce düşmüş
5 asker şehit olmuştu.
“Asker şehitlerimiz!”
Onları kim şehit etti?
Helikopter test uçuşu sırasında can verenlerin yakınlarının da
acılarını paylaşırım. Bu yazı...