Tek Adam ülkesi olduk. Arkası kuyruklar ülkesi görüntüleriyle
geldi. Çok yazık. Yerli patatesi üreten çiftçinin bir taban fiyatı
olmalıydı. Yerli domatesin, soğanın, ıspanağın, pırasanın,
fasulye ile mercimeğin, nohut ile börülcenin, peynir ile zeytinin,
et ile tavuğun üreticiden alınırken bir taban fiyatı
belirlenmeliydi. Üretici, hilesiz, hurdasız tüketicinin beğenip
alacağı kalitede üretmişse tüccar, toptancı, komisyoncu, kabzımal,
her kimse, o taban fiyatını üreticiye vermeliydi. Üreticiyi,
bankaya, tüccara, komisyoncuya, devlete muhtaç etmeyecek gelirin
sahibi yapmalıydı. Böylelikle Türkiye’nin tarlaları, bahçeleri,
bostanları, çiftlikleri, seraları kendi insanına yetecek yerli
ürünleri kendisi üreten ve artanı da dışarıya satıp döviz kazanan
ülke olmalıydı.
Üretici kazanmalıydı.
Köyünde mutlu olmalıydı.
Kar etmeliydi.
Karsızlık arsızlıktır.
İnsan yaptığı işten kar etmezse arsızlaşır, yozlaşır, emeğine
yabancılaşır. Üretici yabancılaştı.
Tarlasını, köyünü bıraktı.
Yerli üretim yetmez oldu.
★★★
Dışardan büyük borçlar bulup yiyerek ve yüksek cari açık veren
büyüme ile övünerek işte kuyruklar ülkesi olduk. Oysa Türkiye
organik ürünler ülkesi olabilirdi. Her ürünün ithalatını yapan
değil her ürünü kendi toprağında organik desenlerde üretip
yetiştiren şifalar Türkiye’si diye dünyaya nam salabilirdik.
Dış borca bağımlı olduk.
Borç bulduk.
Yabancı gıda yedik.
Tüketicimiz arsızlaştı.
Üreticimiz toprağına, emeğine, üretimine yabancılaştı. Güneş, su,
hava, toprak, yüksek verim, organik üretim ülkesi Türkiye gıdada
kendine yetmeyen, yüksek faiz ödeyip bulduğu borçla ithal
soğan-patates- et yiyen ülke durumuna getirildi.
Türkiye soyuldu.
Soyduruldu.
Acı ama gerçek olan bu.
★★★
Ben “komünistlik” önermiyorum.
Komünistlik zor iş. Yüksek fedakarlık ve egosunu sıfırlamış
insanların sahip olduğu üstün ahlak istiyor. Denendi, başarılamadı.
Ben, pek çok kapitalist ülkede görülen ve yerli üretimi korumak
için taban fiyatı önerirken ürünün “alıcısı devlet
olsun” demiyorum.
Devlet alıcı olursa.
Parti devreye giriyor.
Parti yani politikacı.
Politikacı yani yalancı.
İstismarcı. Çok kaypak.
Üreticinin yerli malını tüccar, komisyoncu, toptancı almalı,
tüketiciye satmalıydı diyorum. Böylece Türkiye
tarımı “yerli üretim organik desene
sarılarak” şahlanıp yükselmeliydi.
Bunu yapmalıydık.
Tek Adamlı!
Çok kuyruklu olduk.
Tanzim satış kuyrukları.
İşsizlerin kuyrukları.
Dış borç kuyrukları.
Partiliyi kayırma kuyrukları. İktidar yandaşını kollama kuyrukları.
Tek Adamın ağzına bakma kuyrukları.
KALEMİN GÖR DEDİĞİ