Var oluş, yok oluş (beka) üzerinde titizlenmek hep vardı.
Tarihte ülke kurmuş, ülke batırmış Bizans da, Selçuklu da, Osmanlı
da “ülkenin kaderini coğrafyanın belirlediğini” savaşa, savaşa,
barışa, barışa öğrenmişlerdi. Dünya savaş
tarihinde “orduyu çok hızlı hareket ettirebilme
yöntemini” ilk kez uygulamış olan Napolyon Bonapart
da; “Coğrafya bir ülkenin kaderini
belirler” demişti.
Kulaklara küpe oldu.
Bugüne bakıyoruz: Fırat’ın doğusunu ABD tutmuş, Fırat’ın batısını
Rusya kontrole almış. Türkiye’nin topraklarından çıkıp, dağlarından
beslenen Fırat ile Dicle nehirlerinin suları üzerine Rusya ile
ABD’nin gizli hesapları olmalı. Bizi yönetenler ise ekim ayında bir
cuma günü “82 KERKÜK-83 MUSUL” diye
demeç verdiler. Yani 82’nci ilimiz Kerkük, 83’üncü ilimiz Musul
olacak mesajını dünyaya duyurdular.
* * *
Aynı tarihlerde ABD, Türk ordusuna satmadığı ileri
teknolojik güdümlü silahları Erbil Havaalanı’na
indirdi. Bölgedeki üs sayısını 12’ye çıkardı. PYD- PKK’nın
terör yaratıp sonuç alma üzerine toplanmış militanlarını kara
gücümüz diyerek 60 bin kişilik eğitimli ordu haline getirdi. ABD,
Erbil Havaalanı’na indirdiği ileri teknolojik silahları da
YPG-PKK’ya verdi. Fırat’ın batısında da Rus generali, PYD ve
PKK’lılarla fotoğraf çektirdi. Bugün anlıyoruz ki, Rusya ve ABD
coğrafyamızda PYD-PKK ile sarmaş dolaş olurken bizi yönetenler
sadece “82. Kerkük 83. Musul” deyip
durmuşlar. Bugün Türkiye NATO üyesi ve stratejik müttefiki ABD’den
koptu kopacak ve Rusya’ya ile saf tuttu tutacak noktaya
geldi.
Önümüzdeki günleri!
Saflar ve coğrafya belirleyecek.
Bütün yük Mehmetçiğe bindi.