Ülkemiz sürekli “canlı bomba saldırısına uğrayan” çaresiz,
önlemsiz, zavallı, acınacak duruma geldi. Satır aralarında yitip
giden bilgilere göre IŞİD'in Türkiye şehirlerinde yeni katliamlar
planlayan “canlı bomba timi” sayısı 100'ü geçti. Kentlerde
yerleştiler. Tek kişilik hücre değiller. Üç kişilik-beş kişilik
timler halindeler. Hem dışarıdan, hem Türkiye'nin içinden destek
alıyorlar.
Canlı bomba tarlası olduk.
Toprağı sıksan.
Bombacı fışkırıyor.
Türkiye canlı bomba üreten ülke oldu. Irak ve Suriye'yi bile geride
bıraktı. Bir canlı bombanın arkasında onu destekleyen, eğiten, var
eden, koruyan, besleyen 100 cani ruhlu var. 100 cani ruhlunun
arkasında da 200 taraftarı, sempati duyanı, aklını yitirmişi,
vicdansızı, inanmışı, para karşılığı hizmet sunanı… Bazı şehirler
canlı bomba üretim üsleri haline gelmiş. Bazı büyük kentlerde ise
canlı bomba timlerini saklama iklimine sokulmuş mahallelerden,
alanlardan, adacıklardan, sahalardan bile söz ediliyor.
* * *
İşte İstanbul'un acı günü!
Vücutlarına bomba sarmışlardı. Uzun namlulu makineli tüfekleri de
yanlarındaydı. Bu haziran sıcağında canlı bomba sarılmış
bedenlerini ve uzun namlulu silahlarını gizlemek için montlar
giymişlerdi. Bu yaz sıcağında, bu montlu halleriyle; İstanbul'un en
yüksek güvenlik gücüyle korunan hava meydanının ana kapısından
geçtiler, geçebildiler.
Kaç kişiydiler?