Böyle yapma, dengeler değişir yarın yine yüz yüze gelebilirsin diyenlere aldırmamıştı. Tükürmesini “demokrasi aşkına, seçimle gelenin seçimle gitmesi saygısına” bağlamıştı. Ben bu diktatörün yüzüne tükürüyorsam ne için? Bilin ki “darbeye karşı olduğum için” demişti.
9 koca yıl geçti.
Tükürmeye devam.
Başparmağını avucunun içine yapıştırıp kalan dört parmağını birleştirip havaya kaldırarak, her meydan mitinginde karşısında kendisini alkışlamaya gelmiş derya kalabalığı gördükçe tükürüyordu.
Mursi’yi kurtaracaktı.
9 yıl tükürdü.
Mursi'yi kurtaramadı.
Bir sabah uyandık: Havaya kaldırdığı dört parmağını indirmiş boşta kalan başparmağını da diğerleri ile birleştirmiş beş parmağı ile tükürdüğü yüzün beş parmaklı elini sıkarak tokalaşıyor. Bu elini sıktığı diktatör, kurtaracağım dediği Mursi'yi hapse atmıştı.
Diktatörle yüz yüze.
Eller tokalaşmış.
Gözler aynı hizada.
Ve halka dönüp, “Ben bu kanlı katil firavun dediğim diktatörün elini sıkıyorsam” ne için? Bilin ki “Türk milleti ile Mısır milletinin geçmişteki beraberliği için” diyor.
Ne liderliğe sığar.
Ne düz diplomasiye.
Ne ileri demokrasiye.
Ne de halka saygıya.
Çevir kazı yanmasın.
Halk uyusun.
Sakın uyanmasın.
Asılında bu tokalaşmayla; 9 yıl boyunca kendisini alkışlamaya gelmiş insanların da yüzüne tükürmüş oldu.