Necati Doğru Sözcü Gazetesi

Turhal Şeker medeniyettir! Başınıza insin!

“Turhal’da doğdum. Türkiye’nin ilk kurulan dört şeker fabrikasından biridir. Biz Yeşilırmak kenarında bu güzel kasabada büyüdük. Fabrikamız Atatürk döneminde getirilen Alman...

07 Mart 2018 | 277 okunma

“Turhal’da doğdum. Türkiye’nin ilk kurulan dört şeker fabrikasından biridir. Biz Yeşilırmak kenarında bu güzel kasabada büyüdük. Fabrikamız Atatürk döneminde getirilen Alman mühendisler tarafından yapılmıştı.
Turhal, fabrikayla bütündü.
Çarpık yapılaşma olmadı.
Bugün bile bu düzenleme sayesinde Yenişehir dediğimiz bölgede planlı yapılaşmayı bozamadılar.
Düzgün parseller.
Her kareye dört bahçe.
Her bahçeye bir ev.
Mahalleler böyle kuruldu.
Fabrika üretim alanı ve çevresine yerleştirilen çift katlı son derece estetik lojman evleriyle yapılaşma bütündür. Onun etrafında kooperatif mantığı ile yapılan işçi evleri uzanır. Bunları size 133 Evler, 60 Evler, 36 Evler, 42 Evler, 52 Evler, 100 Evler diye isimlendirip sayabilirim.
Hepsi bahçelidir.
Turhal Şeker işçisi bir aile babası, hem evini geçindirip hem de bu evlerden birine çok rahat sahip olabiliyordu. Bu olanağı veren çalıştığı kurumun şahane sistemiydi. Evlerde kalorifer vardı. Fabrikanın ürettiği sıcak su ile ısıtılırdı. Bildiğim kadarı ile Almanlar sistemi kurarken fabrikanın ürettiği su ile tüm şehrin ısıtılabileceğini planlamışlar ve bunun yapılmasını önermişler.
Ama becerilememiş.

* * *

Fabrika tesisleri içinde sadece şeker üretilmezdi. Tarım ve hayvancılık da yapılırdı. Bunlar yapıldığı gibi eğitimi de verilirdi. Fabrikada üretilen sütlerin günlük olarak cam şişelerde satıldığını hatırlıyorum. Süt, cam şişeye Turhal Şeker sayesinde girdi. Bunun için ayrı tesisi vardı. Fabrikanın orkestrası, tiyatrosu, sinema salonu, lokantası, kantini, havuzu, kuaförü, doktoru, veterineri, ziraat mühendisleri vardı; eksiksiz bir sosyal yaşam için aklınıza gelebilecek her şeye sahipti. Ulusal bayramlarda balo, dini bayramlarda bayramlaşma töreni olurdu. Düğünler bunun için düzenlenen fabrika bahçesinde, kışın salonunda yapılırdı. O dönem için şimdinin beş yıldızlı oteli ayarında hizmet alırdınız. Fabrikanın salonunda yemekli düğün yapmak prestij demekti. Benzer bir hizmet yakın ilçelerde hatta Tokat şehrinde bile yoktu. Yıl sonu ve mezuniyet geceleri, defile, kermes, yardım geceleri ve yazın bahçesinde piknikler yapılırdı. Bahçesinde bisiklet ile gezilir, yazın dondurmasını alan yürüyüşe çıkar, göz alabildiğine uzanan çimlerin üzerinde oturup sohbet edilirdi. Muntazam yürüme ve bisiklet yolları vardı. Vardiya değişimi olunca ortalık bir anda bisiklet ile dolardı; Turhal sanki “küçük Çin gibi” olurdu.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
En kalpten sivil sesleniş: Atatürk’ün askerleriyiz! 04 Eylül 2024 | 1.314 Okunma Fasulye! 02 Eylül 2024 | 1.574 Okunma Aş bunları aş! 28 Ağustos 2024 | 1.341 Okunma Ağustosun büyük yalanları... 09 Ağustos 2024 | 1.365 Okunma Mavi Vatan’ın tarihi! 31 Temmuz 2024 | 1.286 Okunma