Pencereyi aç.
Seslere kulak ver.
Balkona çık.
Konuşulanları dinle.
TV’yi aç.
Gazete sayfalarını çevir.
Umut ufuktan doğdu: Saati ilk ayarlarına yeniden getirme isteği sel
oldu.
Bir saat vardı.
Cumhuriyete ayarlanmıştı.
Ayrı düşünüp ayrı davransalar da ve ayrı yaşam tarzlarını
benimseyip ayrı partilere oy verseler bile bütün vatandaşlar, bu
saatin ilk ayarlarına güvenmekteydi. Cumhuriyet saati;
“Egemenliğin padişahtan, bir kişiden, bir aileden,
halifeden, tek bir adamdan alınıp kayıtsız şartız tüm millete
verilmesine” ayarlanmıştı. Ayarlarıyla oynandı. Cumhuriyet
saatini ilk ayarlarına ayarlama umudu doğdu.
* * *
Pencereyi aç.
Seslere kulak ver.
Balkona çık.
Konuşulanları dinle.
TV’yi aç.
Gazeteleri dikkatle izle.
Duyduklarına, gördüklerine, okuduklarına inan. Dünya görüşleri
ayrı, programları benzemez, oy verenleri ve oy istedikleri taban
farklı partiler; biri solda, diğeri sağda, öbürü ortada, bir
başkası uçta bir araya geldiler.
Farklı cümleler seçiyorlar.
Tavır ve tafraları ayrı.
4-5-6 benzemezler.
Fakat tek hedefte birleştiler. Aynı hedefe kilitlendiler:
Cumhuriyet saatini 98 yıl önceki; “Egemenlik Kayıtsız
Şartsız Milletindir. Hukukun üstünlüğü- Kuvvetler ayrılığı- Dini
siyasete alet etmeyen- Halkı Allah ile aldatmayan- Dış borç bulup
yemeyen- Gerçekten tam bağımsız- Eşit gelir dağılımını
isteyen” ilk ayarlara geri dönecekleri sözünü
veriyorlar.
Ufuktan, umut doğdu.