Onu “modacı” diye yazıyorlar. Terzi çırağı olarak
çalıştığı dükkan, o günlerde yazı yazdığım gazeteye bitişikti.
Kendisini “modacı” değil “terzi çırağı” diye
tanıtırdı. Ve bu tanımlamayı hiç terk etmedi. Yazarlığa başladı.
Düşüncesini açıkladı diye linç etmek istediler. Sonra, “halkı
kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla dava açıp, hapse
koydular.
56 gün yattı çıktı.
Tutuksuz yargılanacak.
3 yıla kadar hapsi isteniyor. Artık hayatını yazar olarak devam
ettirecek.
Niçin terziliği bıraktı?
Şöyle açıklıyor: “Bıraktım çünkü Türkiye artık giyinmiyor. Ya
soyunuyor, ya kapanıyor. Olgunlaşma enstitülerinin kapısına kilit
vuruldu. Terzilik meslek liselerinin ise erkek bölümleri kapatılalı
5 yıl oldu. Vakıf üniversitelerinde ise “moda tasarımı bölümü”
adı altında “aptirik-guptirik işler” yapılıyor. Türkiye
şu an pamuklu kefen bezi bulamıyor. İnsanlar, polyester kefen ile
gömülüyor. Kadınlar pamuklu iç çamaşırı giymediği için rahim ağzı
kanseri ile boğuşuyor…”
* * *
Terzilik gidici.
Vatan sevgisi kalıcı.
Vatansever biridir.
Şöyle açıklıyor: “Gözaltına alındığımda etrafımda 7-8 polis varken
linç edildim… Apronda sol tarafta birikmiş güvenlik görevlileri
vardı… Linç edileceğim aklıma gelmezdi.
Ayakkabılarım çıktı.
Şu an dişlerim sallanıyor.
Yaralar yeni iyileşiyor.
Bir hafta kan işedim.
Fiziki ve manevi hasar gördüm.
Bize kurşun işlemez.
Demirin içinden çıktım.
Çok üzüldüğüm bir şey var…”
* * *