Akıllarda iz yapan, vicdanlarda delik açan bir cümleydi. Yer
yerinden oynaması gerekirdi. Lafta kaldı, “Sıfırla Oğlum”
unutuldu. Geçen gün gazetelerin iç sayfalarında diplerde bir
haberin içinde vardı: “Konuşmaları almışlar… Kelimeleri sesli
hecelere parçalamışlar. Bir konuşmanın
içinden “sıfır” kelimesini, diğer konuşmanın
içinden “la” hecesini seçmişler. Bir başka
konuşmadan “oğlum” kelimesini almışlar… Üç ayrı
konuşmada ayrı ayrı
geçen “sıfır”…“la”… “oğlum” kelimelerini
yapıştırıp; haşhaşi savcının eline vermişler, baskın
yaptırmaya kalkmışlar.
Hangisi doğru?
Döviz dolu oda vardı.
Sıfırla oğlum dedi.
Bu mu doğru?
Döviz dolu oda yoktu.
Fetullah, polise sızmıştı.
Savcıları haşhaşi kılmıştı.
Kes-yapıştır yaptırdı.
Tayyip'i darbelemeye kalktı.
Bu mu doğru?
Doğruyu Allah biliyor.
“Yastık altı dolarları bozun TL alın” deyince
aklıma “yastık altını sıfırlayın” cümlesi düştü. Yastık
altına atılmış dolarların tamamı ne kadar? Yastığının altı dolar
dolu kaç kişi var? Bunlar halktan insanlar mıdır, tuzu kurular
mıdır? Çift paralı; hem TL'nin geçerli milli para- hem doların
geçerli milli para sayıldığı bir ekonomide; “Türk Lirası'na
güvenmeyip” fakat “Amerikan Dolarına iman
ederek” birikimlerini dolar olarak tutan o tuzu kuru takımı,
vatan-millet adına “yastık altını sıfırlayın” çağırısına
uyar mı?
Bunu da Allah biliyor.
Göreceğiz.
Bir-iki haftaya netleşir.