Büyüleyen müziği ve pırlanta sesiyle ses
sanatçısı Selda Bağcan’ın “iki
tür gazeteciyi” anlatan şarkısı var.
Dinlemiş olabilirsiniz.
Yaz gazeteci yaz.
Ojeli parmakları yazma.
Emek veren elleri yaz.
Bahçendeki gülleri yazma.
Ölen kulları yaz.
Yaz efendi yaz.
Ben “ölen kulları” yazan gazeteciliği seçtim, çizgimden
şaşamam. Yeni yönetim modeliyle “Türkiye
uçacak” diyorlar; buna inanıp alkışlama yazısı
yazamam. Hazine’nin başına damadını atadı, başka adam mı yoktu,
doğru mu yaptı diye vatandaşın sormasını ister; Çorlu’da tren
kazasında can verenleri yazarım.
* * *
Yaz gazeteci yaz!
Geriye acı kaldı. Derya Kurtuluş bebeğiyle öldü. Özgenur ve Dicle
kız kardeşler birbirine sarılı can verdi. 9 yaşındaki Arda’nın
hayali Barcelona’da top oynamaktı, Bihter ilk kez trene binmişti,
Özcan akrabasının düğününden dönüyordu… 24 vatandaş, raydan
çıkıp devrilen vagonlarda demir, çelik, cam, plastik enkazı
arasında sıkışıp canlarından oldu.
Yağmur çok yağdı da…
Menfezler dar geldi de…
Toprak suya doydu da…
Su rayların altını oydu da…
Menfezlerdeki traversler 1.5 metre havada kaldı da… Çorlu
treni bu yüzden kaza yaptı.
Yani suçlu yağmur!