Kim söylediyse doğru söyledi: “Her yerde “bir üst akıl”
arıyorsan sen kendi aklını “alt akıl” olarak görüyorsun
demektir”
Üst akıl imansız.
Zalim, yabancı.
Kıyıcı, çok güçlü.
Üst akıl dik duranı sevmez.
Alt akıl imanlı.
İnançlı, yerli.
Dik durur.
Ama diklenmez.
Üst aklın gücünü bilir.
Yeni hikaye bu.
Yani yeni narkoz.
“Analar Ağlamasın” eski narkozdu, şimdi analar ağlıyor yeni narkoz
“üst akıl dik duranı istemiyor” oldu. Narkoz, uyutur. Uyanmayı
geciktirir. “Bombalar neden patlıyor? Terör örgütünü baharda
bitiririz demiştiniz, yıl doldu neden bitiremediniz?” sorusunu
soranlara sabah, akşam, iftardan önce, iftardan sonra “üst akıl
Tayyip Erdoğan'ı istemiyor. Düşürmeye çalışıyor. Dik duracağız
fakat diklenmeyeceğiz” diye anlatıyorlar.
* * *
Kim bu üst akıl?
Ülkesi yok mu?
Onu söylemiyorlar.
Üst akıl ABD.
Ve onun ortağı AB.
Vezneciler'de, Nusaybin'de, Ankara'da, Mardin'de, “bombaları”
attıran, attırmadan önce de şehit sayısı çok olsun ve böylece
iktidar yıpransın diye gübre ile çelik bilye ile güçlendiren de ABD
ve AB'dir demeye getiriyorlar. ABD ve AB'nin desteği olmasaydı; o
bomba yüklü araç İstanbul'un kalbi Vezneciler' e gelebilir miydi?
Bu örgüt bu kadar bombayı, özellikle sivillerin bulunduğu yerlerde
bu kadar rahat kullanabilme cesaretini
üst akıldan yani ABD ve AB'den alıyor.
Türkiye'nin liderini!
Eğilmeye zorluyorlar.
Suriye'ye sırtını dönse.
Irak'ı görmezden gelse.
PKK'yı muhatap alsa.
Suriye'de üst aklın PKK- PYD'yi kullanarak kurmayı hedeflediği
“Kürt Koridoruna” izin verse, Ortadoğu enerji kaynaklarının
paylaşımı Türkiye'nin umurunda değil dese, Türkiye'nin bölge gücü
olmak gibi bir hedefi yok dese bombalar anında susacak.
Bunları anlatıyorlar.
İnanmamızı istiyorlar.
Yeni palavra!