Bir Hüseyin Gülerce konusu günlerdir Medya yazıcılarını ve kahramanlarını meşgul edip duruyor.
Kimi diyor ki: Düğmenin başındaki adam, karşı çıkanların verdiği sıfat ise kahraman.
Amerikan filmlerinin mahkeme sahneleri ünlüdür. Adını zapta aldıkları her kişiyi, “Gerçeği, sadece gerçeği” diye başlayan bir yemine davet ederler.
Gerçeğin, sadece gerçeğin peşine düşüyoruz, hep yaptığımız gibi biz de. Zira bugünün gerçeklerinden dünün 28 Şubat’ına çok yol olduğunu hissediyoruz, biliyoruz…
“Yılda en az 3 kez Pensilvanya’ya giderek birer hafta kalmakta ve şüpheli ile görüşmekteydim.”
Sayın Gülerce’nin bu ifadesine ulaşanlar “en az 3 kez” vurgulamasına takılıp, en çok kaç kez sorusunun açıkta olduğunu düşünüyorlar. Hele Amerika’nın Pensilvanya eyaletinin, bu ülkede 1999 yılından itibaren tanınması da göz önünde bulundurulunca… Ortaya üç haneli rakamlar çıkacak gibi…
Fakat burada biz sözü savunmaya vermek istiyoruz. Bizzat sayınGülerce’ye sorsak galiba şöyle derdi; “Bazı gazetelerdeki yazar arkadaşlar ki çoğu ile bizim vakıfta ve yemeklerde sohbetimiz vardır; çoğunun selamını getirip götürmüşüzdür, işte o arkadaşlar okuduklarını yanlış anlıyorlar. Ben şöyle izah edeyim. Bir haber okuyorlar. Haberde ne yazıyor? Aynen şöyle bir cümle yazıyor: Pensilvanya’da günlerce kaldı.”