Geçtiğimiz günlerde ülkemizdeki gazetelerde yayımlanan köşe yazılarına ilişkin bir inceleme/araştırma yayınlandı. Kim, ne niyetle ve hangi amaçla hazırladı bilmiyorum. Ancak sunuş tarzından ne demek istediği az çok anlaşılıyor. Bu araştırmadan ortaya konmaya çalışılan sonuç “Türkiye’deki gazetecilerin çoğunluğunun birinci gündem maddesinin Sn. Cumhurbaşkanı” olduğu şeklinde idi. Lehte ve aleyhte yazanlar, sevenler de eleştirenler de aynı konuyu ele almaktaymış. Tabi araştırmayı yapanlar da aynı minvalde olduklarından yani konuya at gözlüğüyle baktıklarından “O olmasa yazacak konu yok” diyorlar. Ancak şunu unutuyorlar:
Ülkede iktidar, bakanlar kurulu, halktan oy alan belediye başkanları, milletvekilleri, en çok oy alan parti, en büyük meclis grubu diye bir şey maalesef yok. Uydu haline ge(tiri)lmiş muhalefet, sözü dinlenmeyen akiller, bastırılan kitleler, susturulan basın, entegre edilmiş akredite STK’lar ve satın alınan kalemler var.
Onlarca parti kurucusu, bakan, yüzlerce danışman, binlerce fikir adamı yerine; anlık karar veren ve yandaş medyadaki televizyon ekranına çıkacağı ana kadar, hangi konuda ne düşündüğü bilinmeyen / kestirilemeyen bir durum var.
***
Bunun son ve güncel örneğini TEOG sınavları konusunda yaşadık. Sistemin doğruluğu/yanlışlığı bir yana 15 yıllık aynı partiden (AK Parti) 6 bakan ve 5 sistem değişikliği yapıldı sonuncu da bu oldu. İptal biçimine bakarsanız, sanki bunu yapan Germiyanoğulları beyliği. Tek parti dönemi CHP’si gibi istediği her şeyi rahatça yapan ve yaptıran bir iktidar işbaşında. Beylerin hiç haberleri yokmuş da kendilerinden önce başkaları tarafından yapılan bir hatayı düzeltiyorlar. Bizim zamanımızda TEOG mu vardı? Evet, bizim zamanımızda TEOG yoktu ama siz getirdiniz.
Konuyla ilgili birinci dereceden sorumlu kişi olarak Sn. Milli Eğitim Bakanı’nın ne düşündüğünü bilmiyoruz. O sadece ay sonu yapılacağı duyurulan sınavların iptal edildiğini duyurmakla yetindi. Büyük zahmete girdi yani!