Son dönemde ülkemizde eğitim sisteminde, üniversiteye girişlerde ve doçentlik atamalarında hareketlilik yaşanıyor. Buna istinaden bu haftaki yazımızda akademik camianın problemlerini paylaşmak istiyoruz.
Ülkemizde ne üniformalı ne üniformasız hiçbir kurumda olmayan hiyerarşik yapı, maalesef en azgın biçimiyle üniversitelerde yaşanmaktadır.
12 Eylül Darbe döneminin ürünü olan YÖK yasasıyla; doçent oluncaya kadar tüm akademik personel (Araştırma görevlisi, Öğretim Görevlisi Uzman, Doktor ve Yardımcı Doçent) kadroların tümü yıllık uzatılan sözleşmeli personeldir.
Kamuda çaycı/temizlikçi olarak çalışan memur bile iş garantisine sahipken, 30 yılı aşkın üniversitelerde faaliyet gösteren kalifiye bir akademisyen –jüriye takılıp doçentlik sınavını geçemediği için– iş garantisinden yoksun olma durumuyla karşı karşıya gelebilmektedir.