Bundan bir ay önce 8 Ağustos 2022 günü Amerikan tarihinde bir ilk yaşandı; 45’inci Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’un evi, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından basıldı ve arama yapıldı. Arama emri ABD Adalet Bakanlığı tarafından verildi.
Trump’ın Florida’da bulunan Mar-a-Lago malikânesinde 9 saatten fazla arama yapan 40 FBI ajanı 10 kutudan fazla belgeye el koydu. Görevi bittikten sonra “gizli belgeleri” Ulusal Arşiv’e teslim etmediği için 1917 tarihli Casusluk Yasası’na göre suçlanan Trump’ın itibarsızlaştırılması medya eliyle devam etti. Öyle ki, başkanlığı döneminden beri kavgalı olduğu Amerikan medyası, Trump’ın nükleer silahlarla ilgili belgeleri sakladığını bile iddia etti.
ABD ADALET BAKANI: TALİMATI BEN VERDİM
Gizli belgeleri sakladığı gerekçesiyle “casusluk” suçlamasıyla karşı karşıya kalan Trump, Joe Biden yönetiminin, FBI’ı kendisine karşı silah olarak kullandığını belirtirken taraftarları, suçlamayı 2024’te yapılacak seçimlerde başkan adaylığını engellemeye yönelik siyasi bir operasyon olduğu görüşünde. Cumhuriyetçi siyasetçiler ve kamuoyunun tepkisi üzerine, ABD Adalet Bakanı Merrick Garland, Amerikan Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) eski Başkan Donald Trump’ın Florida’daki evinde, kendisinin onayı üzerine arama yaptığını açıkladı.
Eski ABD Başkanı Trump’ın FBI tarafından basılan malikanesi.
ABD ADALET BAKANLIĞI’NIN GÜCÜ FETÖ ELEBAŞINA YETMİYOR
Tam bir aydır hep şu soruyu soruyorum: “Casusluk” şüphesiyle Amerika Birleşik Devletleri Adalet Bakanlığı’nın talimatıyla, Federal Soruşturma Bürosu (FBI), bir önceki ABD Başkanı Trump’ın evini basıyor, belgelere el koyuyor ama Türkiye ile arasındaki 1980 tarihli “Suçluların İadesi Anlaşması” olmasına rağmen, hakkında tam 27 suçtan 7 kez iade dosyası bulunan FETÖ elebaşı Gülen’in Pensilvanya’daki çiftliğinin kapısını bir kez bile çalamıyor, neden?