FETÖ’cü bir “polis” polis değildir, FETÖ’cü “öğretmen”, öğretmen değildir, FETÖ’cü “asker” asker değildir, FETÖ’cü “hâkim” hâkim değildir, FETÖ’cü “savcı” savcı değildir, FETÖ’cü “gazeteci” gazeteci değildir, FETÖ’cü “doktor” da doktor değildir.
Bir FETÖ’cü sadece örgüt amaçlarına odaklanmış; yalan, iftira ve kumpası yaşam biçimi haline getirmiş, ailesine, dinine, milletine, bayrağına ihanet eden bir haindir. Mesleği; örgütsel amaçları için kullanacağı bir araç, taşıdığı sıfat ise kamuflajdır.
ALEVİ DERNEKLERİ BİLE KURDULAR
Kullandıkları “renklendirme” taktiği bukalemun gibi ortama uyarak gizlenmeyi sağlar. O yüzden, sağcı, solcu, Atatürkçü, muhafazakâr, ülkücü, liberal benzeri kimlikler yanında her tarikat ve cemaatçi görünümünde FETÖ mensubu vardır.
Sözde Sunni bir “dini cemaat” görüntüsü altındaki FETÖ’nün, 11 Alevi derneği ve bir adet Alevi Federasyonu kurduğunu hatırlarsanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsanız.
FETÖ GÜNDEMİNİ SOKUŞTURUYOR
Sadece devletin değil, toplumun kılcal damarlarına sızıp buraları operasyonel faaliyet alanına çevirmek temel taktiğidir. Toplumun tartışma yaratan alanlarındaki fay hatları üzerinde oynayarak kaos çıkarmak temel stratejisidir. Bunu yaparken de günümüzde en yaygın olarak kullandığı araç, sosyal medyadır. Dikkat ederseniz, her siyasi, sosyal ve ekonomik tartışmada, provokasyona yönelerek, çözüme gidecek konuyu içinden çıkılmaz hale getiren ve çözümsüzlüğe mahkûm eden unsurlardan birisi de FETÖ’cülerin bu tutumudur. “Çokların içerisinde azları kaybettirmek” gibi gizlenme taktikleri vardır. Bu yolla, masumların arasında kendi suçlarını gizlerler. Bana yapılan sosyal medya saldırısı sırasında, darbeye karışan askeri öğrenci ve onlarla ilgili çekilen belgesel ile KHK’lıları gündeme getirmeleri de bu taktiğin yansımasıdır. Eğer başaramıyorlarsa en haklı talepleri gerçek tartışma zemininden çıkaran fitneci FETÖ mensupları toplumsal kutuplaşmanın fitilini ateşlerler.