15 Temmuz darbe girişiminden sonra 18 Temmuz’da
Habertürk’te, iyi niyetle “CHP’liler de sokağa çıkmalı” demiştim.
Bu bir uyarıydı.
Çünkü o günlerde en çok işittiğim cümle “Bu darbe değil
tiyatro” idi. CHP’ye yakın bir çok tanıdığım o geceden itibaren
buna inandı. Ben de dilimin döndüğünce gerçeği anlatmaya çalıştım.
Ama CHP’liler bana küfür etmeyi tercih etti. Parti yönetimi
Taksim’de bir toplantı yaptı, sonra da Yenikapı Mitingi’ne
katıldı.
İyi bir rapor ama
CHP’li üyeler TBMM FETÖ Darbe Komisyonu çalışmaları sırasında
çok haklı talepleri dile getirdiler. Bence yararlı tartışmalara
kaynak olacak çok iyi bir rapor yazdılar. Ama o kadar emek, raporun
sonuna sıkıştırılmış “kontrollü darbe” tanımlamasıyla ziyan olup
gitti. CHP lideri Kılıçdaroğlu da bu lafı defalarca
tekrarladı.
Bu ifade yalnızca FETÖ’cülerin işine yaradı. Hazırladıkları
“Gerçeğin Peşinde” raporunda yalanlarına malzeme yaptılar. Darbenin
birinci yıldönümünde CHP milletvekili Mustafa Akaydın yine
“tiyatro” lafını kullandı. Öte yandan “kontrollü darbe” iddiasını
ispatlayacak tek delil ortaya çıkmadığı gibi eski yeni TSK mensubu
kime sorsam, “Ordu’da FETÖ’cüler dışında, darbeyi kontrol edecek,
hiçbir organize yapı” olmadığını söylediler.