“Masumiyetin, en büyük gücündür”, Amerika’da FETÖ’cülerin belgelerine dayanarak açılan Halkbank Davası’nda yargılanıp 28 ay hapishanede kalan Hakan Atilla’nın yazdığı kitabı bitirdiğimde aldığım not bu oldu.
Ergenekon Terör Örgütü üyesi olarak Hanefi Avcı ve Ahmet Şık’ın kitaplarını yazmak, yazımına katkı yapmak”saçmalığıyla tutuklandığımda avukatım Prof.Dr. Köksal Bayraktar’a, “Savcılık ifademde de söyledim; elbette kitap yazmak, katkı yapmak suç değil ama yazmak ya da katkım olması bir yana yayınlanacağından haberim bile olmadı. Ama siz iddianame çıkana kadar savunmamı üstlenmeyin, çünkü belki aksi bir delil ortaya çıkar. İddianame çıktıktan sonra ben sizin, bana atfedilen ‘suçu’ ya da kitap yazımına katkı gibi suç sayılmayacak ‘fiil’imi değil, MASUMİYETİMİ savunmanızı istiyorum” demiştim. Öyle de oldu...
Masumiyet, işte böyle bir güçtür.
Hakan Atilla, “AMERİKA HAKAN ATİLLA’YA KARŞI” (Doğan Kitap) kitabında; her ülke hakkında “hukuk üstünlüğü” raporları hazırlayan, onları eleştiren, hatta notlar verip listeler halinde yayınlayan Amerika Birleşik Devletleri’nde, hukukun baştan sona nasıl çürümüş olduğunu somut örnekleriyle anlatıyor.
Okurken mideniz bulanacak, içiniz sıkılacak, Hakan Atilla ve Halkbank üzerinden Türkiye’ye; Amerikan yargısı, CIA, FBI, MOSSAD ve FETÖ iş birliği ile kurulan kumpası göreceksiniz. Tüm bu komplonun, iddialar konusunda hiçbir sorumluluğu olmayan masum bir insan üzerinden nasıl bir hesaplaşmaya dönüştüğünü okuyup “Bu kadarı da olmaz” diyeceksiniz.