Kaç defa yazdım kaç defa söyledim bilmiyorum; Her FETÖ’cü bir piyondur ama yargıdaki bir FETÖ’cü satrançta vezire çıkan piyondur.
Satrançta vezirin her yöne ve sınırsız hareket ettiğini bilenler, FETÖ’nün mankurtlaşmış yargıdaki mensubunun nasıl bir tehlike olduğunu anlamıştır.
FETÖ elebaşının en başından itibaren “devletin kılcal damarlarına sızın” talimatı verdiği yerlerden birisi de yargı olmuştur.
FETÖ yargı içinde öylesine örgütlendi ki; 15 Temmuz itibarıyla hâkim ve savcıların yaklaşık üçte biri yani 4 bini FETÖ mensubu idi.
FETÖ içinde 30 yıl yer alan ve 15 Temmuz sonrası ihraç edilen örgüt üyesi yargı mensuplarının yargılandığı davada tanık olarak ifade veren Nesip Yılmaz, Gülen’den bizzat duyduğu talimatı şöyle anlatmıştı: “Örgüt liderinin yanında bulunduğumuzda devlet içinde yargı, emniyet, askeriye ve mülkiyenin önemli olduğunu belirtirdi. Bunlar önce hususi hizmet, sonraları mahrem yapı olarak isimlendirildi. Örgüt lideriyle bir görüşmemizde, 3 tay var; Yargıtay, Danıştay, Sayıştay. Ya oraları tamamen ele geçireceğiz, bizim olacak ya da bunlardan kurtulmamız lazım dedi. Bunu bizzat duydum.”
15 Temmuz sonrası 3 bin 966 hâkim ve savcı OHAL kapsamında ihraç edildi. Buna karşın yargı içinde 800 dolayında FETÖ iltisak ve irtibatlı ismin bulunduğu ve haklarında incelemelerin devam ettiği yetkililer tarafından açıklanmıştı.
Asıl ilginç ayrıntı ise FETÖ’cü olarak bilinen isimlerin başta Hakyol grubu olmak üzere farklı kimliklere büründüğü itirafçı ifadelerine de yansıdı.
YARGIDA RENKLENDİRME
Bunların arasında yargıda FETÖ ile mücadele için oluşturulan gruplara sızdırılan savcı Ömer Faruk Aydın gibi isimler de vardı. FETÖ itirafçısı Aydın, Gaziantep Savcılığı’nda alınan 21 Ağustos 2017 tarihli ifadesinde, FETÖ’nün, Vefa Grubu adı altında oluşturduğu yapılanmada yer alan hâkim ve savcılardan muhafazakâr görünümlü “Vefa”, Ülkücü görünümlü “Ay Yıldız”, solcu görünümlü örgüt üyelerinden “Sosyal Demokratlar” gruplarını oluşturduğunu açıklamıştı.