81 ildeki emniyet istihbarat şube müdürünün 74’ü, 7 bin istihbaratçının 6 bin 500’ü, TSK’deki generallerin yarısı, kurmay subayların yüzde 74’ü FETÖ’cüydü. Askeri hakim ve savcıların neredeyse tamamı, Genelkurmay istihbaratı FETÖ’nün elindeydi. MİT’te iki numaralı isim ve yüzlerce personel FETÖ’cü çıktı. Peki, devlete bu kadar sızmış ve 2007 yılında “Ergenekon Örgütü”nün peşine düşen FETÖ, neden bununla ilgili tek bir kayda ulaşamadı? Hem de Kozmik Oda’ya girip, dijital ortamda belgeler üzerinde “Ergenekon” kelimesini taramalarına rağmen. Çünkü böyle bir örgüt yoktu da ondan.
Herkes bu örgütü FETÖ’cülerin uydurduğunu sanıyor. Oysa böyle bir örgüt olduğunu ilk ortaya atan eski bir deniz binbaşı Erol Mütercimler’di.
Ergenekon’u, 1991 yılında suikast ile öldürülen emekli orgeneral Memduh Ünlütürk’ten 1988’de duyduğunu anlatıyor. Mütercimler’in bir başka tanığı ise 1992 yılında suikaste kurban giden eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Kemal Kayacan. Nedense Mütercimler, “kulak tanığı” olduğu bu çok önemli bilgiliyi suikastlerin hemen arkasından değil de 5 yıl sonra 1997 yılında ilk kez açıklıyor. Sonrası malum; yıllar sonra bu sözler Ergenekon operasyonlarının temeli oluyor.