Kimileri FETÖ’cülerin tam göbeğinde olduğu kumpasın üzerini bilerek ya da bilmeyerek ya da ‘mevzu büyümesin’ düşüncesiyle örtme gayretinde galiba...
7 Şubat 2012 MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın tutuklanması girişimi, 17/25 Aralık 2013 kumpasları, 15 Temmuz darbe girişimleri bize “unutulan her ihanetin tekrar ettiği” gerçeğini göstermedi mi?
Devletin içine, emniyetine, yargısına yerleşmiş ve artık kimsenin de “Hayır yok” demediği; Nurcusundan Menzilcisine, Süleymancısından Hakyolcusuna tarikat ve cemaatçilerin gruplaşmasını, birbirleriyle savaşını, siyasete kumpas kurmasını engellemek yerine algı operasyonlarıyla gerçeğin üzeri örtülüyor.
“Hükümete emniyet-yargı kumpası yok, mafya hükümete operasyon çekiyor” diyeni mi ararsın “Hükümete değil, emniyete darbe” diyeni mi? “İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya hedef alınıyor” diyeni mi ararsın, “Hedef Emniyet Genel Müdürü” diyeni mi? İşin ucu kendisine gelir endişesiyle kimse gerçeğin tam olarak ortaya çıkmasına uğraşmıyor. Çok mu zor sadece “devlet adamı olmak” ve yalnızca gerçeği ortaya çıkarmak.