Terör örgütü PKK, 2015 ve 2016 yıllarındaki “Hendek-Çukur Eylemleri” sırasında, “TSK kimyasal silah kullanıyor” iftirasını atmış, 2018’de de “Türkiye, yasaklı kimyasal silah kullanıyor” yalanına başvurmuştu.
2019’da ise TSK topçuları tarafından mevzileri imha edilen YPG’li teröristler, yine “TSK kimyasal silah kullandı” diyerek yalan söylemiş, terör örgütünün kullandığı görüntülerin ise Suriye içsavaşına ait eski görüntüler olduğu anlaşılmıştı.
2021’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’taki Avaşin–Basyan bölgesindeki kamplarına yönelik Pençe-Şimşek ve Pençe-Yıldırım operasyonları sırasında da HDP milletvekilleri ve terör örgütü PKK’nın yayın organı ANF yine “Türkiye kimyasal silah kullandı” diye kampanya yaptı.
AMAÇ TÜRKİYE’YE KARŞI KIŞKIRTMAK
PKK, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak ve Suriye’de yürüttüğü operasyonları durdurmayı ve uluslararası camiayı Türkiye’ye karşı kışkırtmayı amaçlayan bu yalanı bir kez daha tekrarlarken, şimdi de Türk Tabipleri Birliği gibi bir kurumu buna ortak etti.
Adli tıp uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, PKK’nın yayın organına bağlanarak “Daha önce de incelemiştim. Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan birisi kullanılmış durumda. Çok çeşitli kimyasal silahlar var. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da ne yazık ki çatışmalarda kullanıldığını görüyoruz” dedi.
KENDİNİ YALANLAYAN FİNCANCI
Hiçbir bulgu olmadan PKK’nın servis ettiği video görüntüleri üzerinden, “toksik gazlardan birisi kullanılmış durumda” diyen Fincancı, daha sonra kendisini yalanlayıp “Sanki ben kimyasal kullanılmıştır demişim gibi haber yapıyorlar. Öyle bir şey demedim ben” diyerek inkâra yöneldi.
Fincancı’nın kendi kendini yalanlayan bu sözleri bir yana, konuşmasının ikinci bölümü, hiçbir maddi bulguya dayanmayan ve sadece PKK’lıların servis ettiği görüntüler üzerinden asıl niyetini ortaya koyuyordu: “Uluslararası sözleşmelerin uygulanması ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Sözleşmesi kapsamında böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl bir araştırma yapılacağının da Minnesota Protokolü’nün ilkeleri doğrultusunda ele alınması gerekiyor.”