Vinç operatörleri vardır, önüne geleni yıkarlar. Son 10 yılda sosyal medya ile “Linç operatörleri” aynı vazifeyi yapıyorlar; hakarete uğramayan değer, atılmadık iftira, söylenmedik yalan, yıkılmayan itibar, edilmedik küfür kalmadı.
Ne yazık ki daha kötü günler hepimizi bekliyor.
Vinç operatörleri binaları; linç operatörleri toplumsal değerleri, kişilik haklarını, sosyal dokuyu, ahlakı yıkıyorlar...
Tam 5 yıl önce 4 Ocak 2017 günü Posta gazetesinde “Milli duygu: Linç” başlıklı yazım şöyle başlıyordu:
“Milli Spor: Güreş
Milli Yemek: Kuru fasulye
Milli İçki: Rakı
Milli İçecek: Ayran
Milli Duygu: Linç...
Siyasi görüşler değişse de Türkiye’de yaşayan herkesin milli duygusu: Linç. Farklı düşünen herkes sosyal medya üzerinden birbirine küfrediyor.
Hatta öldürmeye varan tehditler savruluyor.
İktidar da şikâyetçi bundan, muhalifler de.
En tuhafı, durumdan şikâyetçi olan kesimlerin de bu kampanyaları yapması.
Çünkü ortak düşüncede birleşilemeyen Türkiye’de ‘milli duygumuz’ linç oldu.”
MİLLİ FELAKETİMİZ OLACAK
Yazımı şu uyarıyla bitirmiştim:
“Sosyal medya hesapları üzerinden kitlesel linç, sokakta şiddete dönüşüyor.
Bunun mutlaka kontrol altına alınması gerekiyor. Yoksa linçi tetikleyen bu milli duygunun sonu, bizi milli felakete götürecek.”
Elbette bu sorun sadece ülkemizde değil, Avrupa ve Amerika’da da fazlasıyla yaşanıyor.
Ama biz en fazla sosyal medya kullanıcısı olan ülke olarak maalesef o milli felaket noktasına doğru hızla gidiyoruz. Çünkü, herkes kendi küfürbazına, hakaret edenine sahip çıkıyor. Hatta statlardaki taraftarlar gibi hep bir ağızdan küfrediyorlar.