Kırgızistan Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar dahil ne tür görüşmeler yaptığını açıklarken, açtıkları okullarda kimlerin okuduğunu şu sözlerle özetledi:“Kırgızistan Cumhurbaşkanı’nın torunları, Kırgızistan Başbakanı’nın çocukları, Kırgızistan bakanları ve milletvekillerinin çocukları, asker, polis, işadamlarının çocukları da olmak üzere her kesimin çocukları eğitim gördüler, eğitim görmektedirler... Milli Eğitim Bakanı bizim öğrencimizdi, şuan Viyana Büyükelçisi, Dubai Başkonsolosu, bir önceki Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Kırgızistan Büyükelçisi bize bağlı okulların mezunudur.”
SİYASET, BÜROKRASİ, STK, MEDYA
Bu durum yalnızca Kırgızistan değil tüm Orta Asya Türk Cumhuriyetleri için geçerlidir. Kırgızistan’daki okullarında okuyanların kimler olduğuna baktığınızda FETÖ’nün, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ndeki ilişkilerinin nerelere kadar çıktığını görürsünüz.
Nitekim, Kırgızistan’dan sonra Kazakistan’daki ayaklanmada da bürokrasi içindeki uzantıları, STK ve medyasıyla rolü ortaya çıktığında kimse şaşırmıyor. Kırgızistan’da yönetim değişti, İnandı gibi bir isim Türkiye’ye getirildi ama FETÖ’nün yani ABD’nin istihbarat ve operasyon aracı olarak Orta Asya Cumhuriyetleri’ndeki etkinliği hâlâ azalmadı.
Türkiye’nin 15 Temmuz sonrası tüm uyarılarına rağmen Türk Cumhuriyetleri, FETÖ’nün açtığı okullardan birini dahi Türkiye’ye vermedi. Ülkelerin çoğunda, okulların hisseleri o ülke yönetimine yakın kişilerin üzerine devredildi. Kadrosu aynı olan okullar faaliyetlerine devam etti. Kırgızistan ve Azerbaycan ise, ek olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne de okul açma izni verdi. FETÖ’nün, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ndeki faaliyetlerini bir kez daha hatırlatayım.