15 Temmuz darbe girişiminden sonra Eylül ayında emekli
Korgeneral İsmail Hakkı Pekin ve Albay Ahmet Zeki Üçok ile Amerika
Birleşik Devletleri’nde katıldığımız toplantılarda hep şu iki
soruyu sordum:
1-FETÖ’cüler darbe girişiminde İncirlik Üssü’nü de kullandı,
hiç Amerikalı askerlerinizin güvenliğinden endişe duymadınız
mı?
2-NATO bünyesinde görev yapan 462 subayın 237’si Fetullahçı
Terör Örgütü üyesi çıktı. Bu FETÖ’cüler sahip oldukları gizli
askeri bilgiler ile NATO ve üye ülkelerin güvenliğini tehlikeye
atmıyor mu?
Elbette sorularımın safça olduğunun farkındaydım. NATO bu
konuda tek bir endişe bile dile getirmedi. Hatta NATO Avrupa
Müttefik Kuvvetler Komutanı Orgeneral Curtis Scarparotti, bu
subayların uzaklaştırılmasının ittifakı zayıflattığını söymemişti.
Ne NATO ne ABD ne de AB üyesi ülkeler nedense NATO içindeki FETÖ’cü
subaylar ve güvenlik riskinden hiç söz etmedi.
İncirlik’teki darbeciler
Bu sorular geçen hafta Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından
değişik bir bir şekilde gündeme getirildi. ABD’li yönetmen Oliver
Stone’un “Putin Röportajları” isimli belgeselinde konuşan Rus
lider, “Cumhurbaşkanı Erdoğan hiç bir zaman ‘ABD bu kalkışmanın
içinde yer almıştır.’ demedi. Ama şu mantıkla yola çıkabilirim:
Eğer Gülen, gerçekten de darbe girişiminde yer aldıysa–ki bu konuda
bir fikrim yok- o zaman ABD istihbarat güçlerinin olan bitenden
haberdar olmamasını tasavvur etmek çok zor.
Bu arada Amerikan Hava Kuvvetleri, Türkiye’de İncirlik
Üssü’nde bulunuyor. İncirlik Üssü’ndeki askerler darbe girişiminde
faal görev aldılar. Böyle dramatik olaylar yaşandığı zaman akla şu
soru geliyor: Bu nükleer silahların başına neler
gelebilir?”