PKK terör örgütü de ne zaman sıkışsa yine sözde barış laflarıyla ortaya çıkanlar gibi bu kez de başkaları fırsatı kaçırmadı.
Oysa “barış” ya da “af” değil “hesaplaşma” peşinde olan FETÖ’cülerin sanki böyle bir talepleri varmış gibi yazıp çizenleri ya gaflet ya delalet ya da ihanet içinde olanlar diye üçe ayırmak gerekir. Üçünün bu ülkeyi götüreceği sonuç değişmez; haine merhamet, şehitlere ve vatana ihanettir.
Barış denilen şey ancak, FETÖ’cülerin suçlarını itirafı, halen sürdürdükleri ihanetten vazgeçmeleri ve cezalarını çekip herkes gibi toplum içine karışmaları ile mümkün.
“Masum” denilen tabandan kaçı FETÖ içinde olduğu için pişman? Cevap vereyim; sıfır...
GÜLEN’İN DARBE İTİRAFI
Ebuseleme Gülen’in, FETÖ elebaşının 15 Temmuz darbe girişiminden 2.5 ay önce “Arkadaşlar bir şey düşünmüş. Yakında Türkiye’deki bütün kurumlar el değiştirecek. Siz de çok önemli kurumlara geleceksiniz. Sakın bu olduğunda, bunu yapanların bizim arkadaşlar olduğunu belli etmeyin. Bulunduğunuz konumlarda mütevazı olun, renk vermeyin” demesi, Meral Akşener hakkında hazırlanan oyunu hazırlamış olması, Adil Öksüz ile görüşmesi, sadece kendi yaşadığı olaylarla ilgili tanıklarını gösteriyor.