İçişleri Bakanlığı’na yönelik saldırı girişimi sırasında teröristlerden birinin sırtındaki bombayı patlatması diğerinin elinde Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye’deki PKK/KCK-PYD/YPG’lilere verdiği otomatik tüfekle ölü ele geçirilmesi sonrası ABD Büyükelçiliği’nden şu açıklama yapıldı: “NATO müttefikimiz Türkiye’ye bu sabah gerçekleştirilen terör saldırısını en güçlü biçimde kınıyoruz. Yaralılara acil şifalar diliyoruz. Teröre karşı Türkiye ile dayanışma içerisindeyiz.”
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da terör saldırısını kınayarak, “NATO müttefikimiz Türkiye ve Türk halkının yanındayız” dedi.
Dün de, Anadolu Ajansı muhabiri Washington’da Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller’e ABD’nin terör örgütüne verdiği desteği özetleyen şu soruyu sordu; “Sizin de belirttiğiniz gibi dün Ankara’da meydana gelen terör saldırısının arkasında PKK terör örgütü vardı. Bildiğiniz üzere Türkiye’de uzun zamandır PKK’ya ve ABD’nin terör örgütünün Suriye kolu YPG’ye verdiği desteğe karşı bir öfke var. Dün Twitter’da birçok Türk kullanıcının Blinken’ın paylaşımına tepki göstererek ABD’yi PKK’nın Suriye kolu YPG’yi eğitmek ve silahlandırmakla suçladığını görmüş olabilirsiniz. Merak ediyorum, ABD YPG’ye ya da daha kapsamlı olarak SDG’ye verdiği destek konusunda Türk kamuoyunda oluşan endişeleri nasıl giderebilir? ABD, NATO müttefiki Türkiye tarafından terörist grup olarak tanımlanan bir oluşumla ilişkilerini nasıl sürdürmeyi planlıyor?”
ABD’NİN IRAK’A OPERASYON ENDİŞESİ
Dışişleri Sözcüsü Miller ise ne PKK/YPG ne Suriye Kolu SDG ne de terör örgütüne yaptıkları yardıma hiç değinmeden şu cevabı verdi; “PKK’ya karşı mücadelesinde Türkiye’nin ve Türk halkının yanında kararlılıkla duruyoruz ve durmaya devam edeceğiz. PKK’nın Türkiye’ye yönelik güvenlik tehdidinin farkındayız ve Türkiye’yi, Irak’ın egemenliğini destekleyecek ve saygı gösterecek şekilde Irak ile ortak terörle mücadele işbirliğini sürdürmeye çağırıyoruz.”